Ekle

HAKİKAT VE DÜNYA WEB GROUP
İLETİŞİM FORMU
ZİYARETÇİ FORMU
1 - EDA GÜLNİHAL ANKARA - İNCİ TANELERİ - 1-
2 - EDA GÜLNİHAL ANKARA - İNCİ TANELERİ - 2 -
3 - EDA GÜLNİHAL ANKARA - İNCİ TANELERİ - 3 -
4 - EDA GÜLNİHAL ANKARA - İNCİ TANELERİ - 4 -
5 - EDA GÜLNİHAL ANKARA - İNCİ TANELERİ - 5 -
6 - EDA GÜLNİHAL ANKARA - İNCİ TANELERİ - 6 -
7- EDA GÜLNİHAL - WİNDOWSLİVE 1
SANAL ALEM - SANAL ALEMDE NEFS ÇIKMAZI - 3 -
1 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU - 1 - RESUL VE NEBİİ KAVRAMI
2 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU - 2 - MEALLERDE GİZLENEN HİDAYET SIRLARI
3 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - 3 - KULLUK VE İBADET
4 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU 4 - ALLAH KALP GÖZÜYLE GÖRÜLÜR
5 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU 5 - ALLAH C.C AYET-İ KERİMELERİ PEYGAMBER OLMAYANLARADA GÖNDERİRMİ
6 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU 6 - NEFSİ ISLAH EDEN AMELLER
7 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU 7 - MÜSLÜMANLARIN BİRLİK VE BERABERLİĞİ
8 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU 8 - HADİS-İ ŞERİF ANEKTODLARI
9 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU 9 - HİDAYET SIRAT- I MUSTAKİYMDİR
10 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU 10 - HİDAYET VE DALALET
11 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU 11 - HİKMET - İ İLAHİ
12 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU 12 - İSLAM VE İHLAS
15 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU 15 - LA İLAHE İLLALLAH
13 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU 12 - İSLAM VE İRFAN
14 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU 14 - CENNETE GİDEN YOL
16 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU 16 - MEHDİ A.S
17 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU 17 - MEHDİ A.S VE ÇIKIŞI
18 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU 18 - MEHDİ A.S VE İRŞADI
19 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU 19 - MÜRŞİD - İ KAMİL
20 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU 20 - MÜRŞİDE TAABİYET
21 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU 21 - NEFS TEZKİYESİ
22 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU 22 - RUH VE VÜCUD
23 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU 23 - TAKVA VE İSLAM
24 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU 24 - ALLAHA TESLİMİYET
25 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU 25 - ULUL ELBAB
26 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU 26 - ZAN VE MÜSLÜMAN
27 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU 27 - ZİKİR VE ZİKİR EHLİ
28 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU 28 - MÜSLÜMAN ZULMETMEZ
29 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU 29 - ZÜHT VE İSLAM
30 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU 30 - HUKUK AHLAK VE İSLAM
31 - TASAVVUF NURU - HÜLYA - KONU 31 - AİLE VE İSLAM
TURKISC PEOPLE FOLK MUSIC BOX
HAKİKAT VE DÜNYA FACEBOOK

8 - TASAVVUF NURU - HÜLYA
 
KONU 8 - HADİS-İ ŞERİF ANEKTODLARI

http://www.eda-trabzon34.tr.gg


HADIS

HADIS: Kelime anlami olarak sonradan ortaya atilan söz demektir.

Istilahi anlami: Peygamber (S.A.V) Efendimiz'in sözleri ve yasantisinin RIVAYETLERLE ortaya çikmasidir.

HADISLERIN ORTAYA ÇIKMA ZAMANI:

Hicri 100. yillarda ortaya çikmaya baslamistir. Yani Peygamber (S.A.V) Efendimizden 90 yil sonra Hulefai Rasidin'den 60 yil sonra Sahabeden ,Tabiinden , Tebea Tabiinden yillar sonra ortaya çikmisir.

Peygamber (S.A.V) Efendimiz'den en az üç nesil geçtikten sonra , demek ki RIVAYETTEN RIVAYETE,RIVAYETTEN RIVAYETE ,RIVAYETTEN RIVAYETE..

Bir hikaye anlatilir: Gece takbikatina çikmis bir bölügün komutani en öndeki askerine fisiltiyla kulagina 'Su anda tatbikattayiz sessiz olmamiz lazim ileride köprü yikilmis yapilmasini bekliyoruz' diyerek , 'simdi yanindaki arkadasi'nin kulagina bunu fisilda ve bu haberi herkes yanindakine fisildayarak söylesin bölügün arkasina kadar bu haber ulassin.' Yarim saat sonra en arkadaki askerin yanina komutan gelerek 'ne olmus' diye sorar. Askerin cevabi 'Yarin aksam karavana da KURU FASULYE PILAV varmis' der.

Görülüyor ki bir haber RIVAYETLE yarim saat içinde ne hale geliyor. Gerisine siz karar verin. Kaldi ki Peygamber (S.A.V) Efendimiz zamaninda ve Hulefa-i Rasidin döneminde Kuran’in disinda yazili bir seyde yoktur.

ISTE KAYNAKLARIYLA KANITLAR:

Peygamber (s.a.v) Efendimiz buyurdu ki; 'BENDEN KURAN DISINDA BIR SEY YAZMAYIN KIM BENDEN KURAN DISINDA BIR SEY YAZMISSA IMHA ETSIN'

Müslüm –Zühd.72, Darimi-Mukaddime.42, ibni Abdil Ber- Cairülbeyanül-ilm,

Tirmizi –Ilim.11

Peygamber (S.A.V) Efendimiz 'Benim tarafimdan TEBLIG edilen AYETLERI herkese ulastiriniz. Israilogullari'nin kissalarinida anlatmanizda bir beis yoktur.KIM BENDEN BUNUN DISINDA BIR SEYI SÖYLERSE ATESTEKI YERINI HAZIRLAR' buyurmus.

SAHIHI BUHARI-9.CILD.148.HADIS

Hz. Ebubekir(r.a) Resullullah’in vefatindan sonra sahabeye 'Sizler çesitli HADISLER zikrediyorsunuz . Bu durumda sizden sonrakilerde daha degisik sekilde yorumlara sebep olacak seyler ZIKREDECEKLER, ANLASMAZLIGA düsecekler onun için HADIS nakletmeyin.'

ZEHEBI-TEZKIRE.1/3

HZ .Ömer (r.a) döneminde HADISLER çogalmaya baslamisti.Hz .Ömer(R.A) her yana haber göndererek ellerindeki bütün HADISLERI IMHA ETMELERINI istedi ve söyle buyurdu;' KITAP EHLININ MISNASI gibi sizlerde yalan yanlis seylere sebep olmak mi istiyorsunuz?'

Ibni Sa’d –Lübnan Baskisi 5/140 –Hz. Ömer Bahsi

Hz. Ömer(R.A) zamaninda Ebu Derda ,Ebu Mesut El Ensari,Ibni Mesut gibi sahabeler HADIS rivayet ediyorlar diye göz hapsinde tutulmuslardir. Ve Hz Ömer(R.A) söyle buyurmustur; 'HADIS RIVAYET EDEREK INSANLARI YOLDAN ÇIKARMAYIN'

ZEHEBI-TEZKIRE.1/7, SUYUTI-TAHZIR.156

Hz . Ali(R.A) döneminde Ebu Cuhayfe <<Ya Ali yaninda Resullullah tan , Allah’in (c.c) kitabindan baska yazili bir sey varmi? diye sorar. Hz. Ali(r.a) 'HAYIR BILDIGIM BIR SEY VARSA O DA ALLAH’IN KISIYE KURANI ANLAMA KABILIYETI VERDIGIDIR'

SAHIHI BUHARI-8.CILD 1272.HADIS

Hz. Ali (R.A) HADIS sayfalarini yok ettirmis ve 'SIZ HADIS TEDVIN EDIP KURAN HALINEMI GETIRMEK ISTIYORSUNUZ' diye buyurmustur.

EBU SAID EL HUDRI-BAGDADI TAKYIDUL-ILM.23

Demek oluyor ki Peygamber (s.a.v) Efendimiz zamaninda da Hulefa-i Rasidin döneminde de yazili tek bir Hadis yok

O zaman bunlar nereden çikti ? Biliyorsunuz ki seytan bos durmuyor. Allah’in müsadesiyle Kur'an'dan önceki bütün kitaplarin asillarinda degisiklikler yaptirabilmis fakat Kuran’in degistirilmesinin mümkün olmadigini bilen iblis O’nu (KURAN’I) toptan kaldirmayi düsünerek bir ALTERNATIF olusturmasi lazimdi, buna da ortam hazirladi. Hz. Ali ve Muaviye arasindaki tatsiz olayin olusmasini sagladi. Çünkü Müslümanlar arasinda yozlasmalarla birlikte DEJENERASYON baslamisti. Ve EMEVI iktidari döneminde HADISLER ortaya çikmaya basladi.

Bir insan ya Allah (c.c ) ile beraberdir ya seytan ile beraberdir. Eger Allah (c.c) ile beraber degilseniz hüsni niyetli de olsaniz seytan size SURETI HAKTAN görünerek kendi istedigini size yaptirir. Iste HADIS ALIMLERI, FIKIH ALIMLERI, ortaya çikan HADISLER ILE IÇTIHADLARINI yapmis, KITAPLAR YAZMIS. Ancak; Topladiklari hadislerin DOGRULUGUNU (SAHIHLIGINI) ölçmede kullandiklari yöntem ise su sekildedir.

SAHIH HADISLERIN TAYINI

Senedinde kesiklik olmayan
Senedinde kesiklik olan
Bunlarda aralarinda 3 sinifa ayriliyor:

1.)SAHIH

2.) HASEN

3.) ZAYIF diye

UYDURMA HADISLERIN TAYINI:

1.)Hadis uyduran kisinin bizzat itirafi

2.)Rivayet edilen sözde gramer hatasi veya bir mana bozuklugu olmasi

3.)Rivayet edilenin te’vili mümkün olmayan olmasi

4.)Rivayet edilenin basit bir is yönünden siddetli ceza veya mükafat görülecegi olmasi

5.)Ravi’nin yalancilikta meshur olmasi

Bu yöntemlerin dogru oldugunu kabul edelim bir an.. Peki bu ALIMLER YÜZBINLERCE HADISIN ravilerini, Ravilerin durumlarini nasil takip edecek? Hadi onlar kendi dönemlerinde kendilerine göre güvenilir kaynak buldu diyelim ya vatandas ne bilecek?

BU BÜYÜK BIR SAÇMALIK degil mi?

Biz bunlari söylemekle HADISLERE karsi degiliz. Ancak DOGRU olanla MEVZU (uydurma) olani ayirma yöntemine karsiyiz ve o yöntemler yüzünden bugün ISLAM ALEMININ yüzde doksan dokuzu CEHENNEME dogru yol aliyor. Bundan önceki yasayanlar ha keza.

Bütün HADIS ALIMLERI bu yöntemle HADIS KITAPLARINI olusturmuslar. FIKIH ALIMLERIDE bu hadislere dayanarak MEZHEPLERI olusturmuslar. Ne olmus? FIRKALAR ortaya çikmis öyle FIRKALAR ortaya çikmis ki birbirleri arasinda her dönem savas oldugu herkesin malumudur.

21 / ENBIYA - 93
Ve tekattaû emrehum beynehum, kullun ileynâ râciûn(râciûne).

Ve emirlerini (uygulamalarini), kendi aralarinda böldüler (firkalara ayrildilar). Hepsi Bize dönecek olanlardir.

23 / MU'MINUN - 53
Fe tekattaû emrehum beynehum zuburâ(zuburan), kullu hizbin bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne).

Fakat onlar, (dînin) emirlerini kendi aralarinda kisimlara (firkalara) ayirarak böldüler. Gruplarin hepsi, kendilerindeki (kabul ettikleri) ile ferahlanirlar.

30 / RUM - 32
Minellezîne ferrakû dînehum ve kânû siyeâ(siyean), kullu hizbin bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne).

(O müsriklerden olmayin ki) onlar, dînlerinde firkalara ayrildilar ve grup grup oldular. Bütün gruplar, kendilerinde olanla ferahlanirlar.

SEYTAN MURADINA ERMIS KUR’AN ISLEMELI BIR TORBA IÇINDE DUVARLARA ASILMIS

Cenazelerde, Mevlütlerde, Mezarlarin basinda makamiyla kiraat edilmis. Fallarda Cinci Hocalarin büyülerinde kullanilmis. Hiç kimsenin BU ALLAH’IN MUTLULUK DAVETIYESI, MUTLULUK REÇETESI, MUTLULUK GARANTISI oldugu ve hayata geçirilmesi gerektigi aklina gelmemis.

Bu son derece normal bir olgumudur? Evet. Yukarida söyledigimiz gibi insanlar ya Allah ile beraberdir. Hem kendilerini hemde bütün insanlari kurtarma gayreti içindedir. Ya da seytan’ la beraberdir. Hem kendini hemde bütün insanligi felakete sürükleyecekti. (Bu Alimlerin bir kismini tenzih ederiz. Sadece emmaniye'yi asil kabul edenlere sözümüz.)

Allah’u Teala Nisa suresi 118 -119 ve 120. ayetlerinde söyle buyuruyor:

4 / NISA - 118
Leanehullâh(leanehullâhu), ve kâle le ettehizenne min ibâdike nasîben mefrûdâ(mefrûdan).

Allah, ona (seytana) lânet etti. O da dedi ki: “Elbette ben, Senin kullarindan belirli bir pay edinecegim.”

4 / NISA - 119
Ve le udillennehum ve le umenniyennehum ve le âmurennehum fe le yubettikunne âzânel en’âmi, ve le âmurennehum fe le yugayyirunne halkallâh(halkallâhi), ve men yettehizis seytâne veliyyen min dûnillâhi fe kad hasire husrânen mubînâ(mubînen).

Onlari elbette dalâlette birakacagim ve onlari emaniyyeyi emrederek kuruntulara düsürecegim ve onlara kesin olarak emredecegim ve onlar, davarlarin kulaklarini kesecekler ve onlara emredecegim, Allah'in yarattiklarini degistirecekler. Ve kim, Allah'tan gayrisini, seytani dost edinirse süphesiz o, apaçik bir hüsranla hüsrana ugramistir.

4 / NISA - 120
Yeiduhum, ve yumennîhim, ve mâ yeiduhumus seytânu illâ gurûrâ(gurûren).

(Seytan) onlara vaad eder. Onlari emmaniye'ye düsürür, kuruntuya düsürür. Oysa ki; seytanin, onlara vaadi sadece aldatmadir (aldatmaktan baska bir sey vaadetmez).

Peki biz bu Alimlerin neden seytan ile iliskili olduklarini söylüyoruz? Çünkü: EMMANIYE'YI emreden seytan; Bunlarda (Alimlerde) istemeyerek te olsa onun akintisina kapilmislardir.

NEDIR EMANIYYE:

Bakara suresi'nin 78 ve 79. ayetlerinde tarif ediyor Allah’u Teala:

2 / BAKARA - 78
Ve minhum ummiyyûne lâ ya’lemûnel kitâbe illâ emâniyye ve in hum illâ yezunnûn(yezunnûne).

Onlardan bir kismi ümmîlerdir. Onlar (Allah'in) Kitabi'ni bilmezler, sadece emaniyyeyi (kisilerin yazdigi kitaplari) bilirler. Ve onlar sadece zannediyorlar.

2 / BAKARA - 79
Fe veylun lillezîne yektubûnel kitâbe bi eydîhim summe yekûlûne hâzâ min indillâhi li yesterû bihî semenen kalîlâ(kalîlen), fe veylun lehum mimmâ ketebet eydîhim ve veylun lehum mimmâ yeksibûn(yeksibûne).

Yaziklar olsun onlara ki; elleriyle kitap yazarlar, sonra da (emaniyye bilgiler içeren) bu yazdiklarini az bir bedel (para) karsiliginda satmak için: “Bu, Allah'in indindendir.” derler. Yaziklar olsun onlara, elleriyle yazdiklari seylerden dolayi. Yaziklar olsun onlara, kazandiklari seyler sebebiyle.

Iste topladiklari kendilerine göre SAHIH ama gerçekte MEVZU olan HADISLER, bu HADISlerle yazilan dini KITAPLAR ve bu HADISlerle yazilan KURAN MEALLERI hepsi EMANIYYEYE dayalidir.

Neden seytanla iliski kurdular? Allah(c.c) ile iliski yoksa otomatik olarak seytan ile iliskilidir herkes. Seytan onlara yaptiklarini güzel gösterir.

6 / EN'AM - 43
Fe lev lâ iz câehum be’sunâ tedarraû ve lâkin kaset kulûbuhum ve zeyyene lehumus seytânu mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).

Böylece onlara darligimiz geldigi zaman yalvarsalardi olmaz miydi? Fakat onlarin kalpleri kasiyet bagladi (katilasti). Seytan, onlara yapmis olduklari seyleri süsledi (güzel gösterdi).

Niçin kalpleri KASIYET baglamistir? Çünkü onlar HIDAYET kavramini bilmiyorlar, dolayisiyla Allah’a Ulasmayi dilemedikleri için Allah (c.c) onlari HIDAYETE erdirmeyi murad etmez.

13 / RAD - 27
Ve yekûlullezîne keferû lev lâ unzile aleyhi âyetun min rabbih(rabbihi), kul innallâhe yudillu men yesâu ve yehdî ileyhi men enâb(enâbe).

Ve kâfirler: “Ona, Rabbinden bir âyet (mucize) indirilse olmaz mi?” derler. De ki: “MUHAKKI ALLAH DILEDIGINI DALALETTE BIRAKIR VE O’NA (ALLAH’A)YÖNELENI KENDINE ULASTIRIR (HIDAYETE ERDIRIR)

42 / SURA - 13
Serea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîh(fîhi), kebure alel musrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yesâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).

(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh'a vasiyet ettigi (farz kildigi) seyi (seriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) firkalara ayrilmayin.” diye Hz. Ibrâhîm'e, Hz. Musa'ya ve Hz. Isa'ya vasiyet ettigimiz seyi sana da vahyederek, size de seriat kildi. Senin onlari, kendisine çagirdigin sey (Allah'a ulasmayi dileme) müsriklere zor geldi. Allah, diledigini Kendisine seçer ve O'na yöneleni, Kendisine ulastirir (ruhunu hayatta iken Kendisine ulastirir).

Dolayisiyla onlarin gögüslerini serh etmez:

6 / EN'AM - 125
Fe men yuridillâhu en yehdiyehu yesrah sadrehu lil islâm(islâmi), ve men yurid en yudillehu yec’al sadrehu dayyikan haracen, ke ennemâ yassa’adu fîs semâi, kezâlike yec’alûllâhur ricse alâllezîne lâ yu’minûn(yu’minûne).

Öyleyse Allah kimi Kendisine ulastirmayi dilerse onun gögsünü yarar ve (Allah'a) teslime (Islâm'a) açar. Kimi dalâlette birakmayi dilerse, onun gögsünü semada yükseliyormus gibi daralmis, sikintili yapar. Böylece Allah, mü'min olmayanlarin üzerine pislik (azap, darlik, güçlük) verir.

Gögsü serh olmayaninda kalbine nur girmez.

39 / ZUMER - 22
E fe men serehallâhu sadrehu lil islâmi fe huve alâ nûrin min rabbih(rabbihi), fe veylun lil kâsiyeti kulûbuhum min zikrillâh(zikrillâhi), ulâike fî dalâlin mubîn(mubînin).

Allah kimin gögsünü Islâm için (Allah'a teslim için) yarmissa artik o, Rabbinden bir nur üzere olur, degil mi? Allah'in zikrinden kalpleri kasiyet baglayanlarin vay haline! Iste onlar, apaçik dalâlet içindedirler.

Nur girmeyen kalpleri, ZIKIR yapsa da diger ibadetleri yapsa da KASIYET baglar. ( katilasir)

Bu alimler kendilerine seytanin yardim ettiginin farkinda degiller. Bazilarinin sonradan akli basina gelmis, Allah’in yoluna girmis ve Allah(c.c) ile beraber olabilmis iste Imam-i Azam, Ebu Hanife, Imami Safi, Imami Azam’in esas adi Numan dir ve söyle söylemistir.

'Eger bir tarikata intisap etmemis olsaydi Numan hali olurdu DUMAN'

Mürsidi Ma’rufu Kerhi idi. Imami Safi’nin Mürsidi de Seybani Rai idi.

Alimlerin hal ve söylemlerinden örnekler verelim.

Zahiri mezhebinin imamlarindan Ibnu Hazm en edulisi Hicri (384-456)

Ben yalniz Hakka tabi olurum hiçbir mezhebe tabi olmam.
Ben hiddette fayda gördüm
Allah’a kullari vasitasiyla yaklasilamaz.
Mezhepler Tarihi –Muhammed Ebu Zehra

Bir mezhebe tabi olmamasi normaldir.
'Ben Hiddette Fayda gördüm' sözü tamamen seytana tabi oldugunu açikça gösteriyor.
HIDDET, ÖFKE Kavga sebebidir nefret içerir,bunlar tamamen nefsin afetleridir ve seytana kapilarinin daima açik oldugunu gösterir.

Bir sonraki sözü de 'Allah’a Kullar’i vasitasiyla yaklasilmaz' bunu gösteriyor.

3 / AL-I IMRAN - 112
Duribet aleyhimuz zilletu eyne mâ sukifû illâ bi hablin minallâhi ve hablin minen nâsi ve bâû bi gadabin minallâhi ve duribet aleyhimul meskeneh(meskenetu), zâlike bi ennehum kânû yekfurûne bi âyâtillâhi ve yaktulûnel enbiyâe bi gayri hakk(hakkin), zâlike bimâ asav ve kânû ya’tedûn(ya’tedûne).

Onlarin üzerlerine, nerede olurlarsa olsunlar zillet (alçaklik) damgasi vurulmustur. Ancak Allah'in ipine ( Sirati Mustakîm) ve insanlardan bir ipe (Allah'a ulastiracak olan mürside) sarilanlar (ulasanlar), müstesna. (Onlar) Allah'in gazabina ugradilar ve üzerlerine MESKENET (miskinlik) damgasi vuruldu. Iste buna sebep; onlarin kesinlikle Allah'in âyetlerini inkâr etmis olmalari ve haksiz yere peygamberleri öldürmüs olmalaridir. Iste bu; onlarin (Allah'a) isyan etmelerinden ve haddi asmis olmalarindandi.

Bir çok ayeti kerime de Allah’in tayin ettigi, Hidayetçilerin'den, Resullerin'den, Mürsidlerin'den Bahsediyor. Bunlar Allah’in sözleridir. Bunlara itibar etmeyen otomatik olarak seytan’a itibar edecek ve onun DAVULUNU çalacak o yolda mücadele edecektir.

6 / EN'AM - 121
Ve lâ te’kulû mimmâ lem yuzkerismullâhî aleyhi ve innehu le fisk ( fisk un), ve innes seyâtîne le yûhûne ilâ evliyâihim li yucâdilûkum ve in eta’tumûhum innekum le musrikûn(musrikûne).

Ve üzerine Allah'in ismi anilmayan seylerden yemeyin. Ve muhakkak ki; o fisktir. Ve seytanlar, mutlaka sizinle mücâdele etmeleri için dostlarina vahyederler. Ve sâyet onlara itaat ederseniz (uyarsaniz), mutlaka siz müsrikler olursunuz.

IBNI TEYMIYE Hicri(661-728) Mezhep imamlarindan

Öfkeli, Hasin, Kizgin ve düsmanlarina sert
Tasavvuf ehline karsi
Ruh’un Allah’a vasil olup yokolmasini, Vahdedi Vücudu, Kadri ve Rufailere verilen özellikleri (Atese karsi duyarsizliklarini) HOKKABAZLIK
Olarak almistir.

Iste bu Mezhep imami bütün NEFSIN AFETLERIYLE adeta övünen,Allah’in VELILERINE düsman olan ,Allah’in Kuranda ki olmazsa olmaz sarti olan ALLAH’A ULASMAYI ONA VASIL OLMAYI inkar eden bu Alim’e herhalde Allah’ la beraberdir diyemezsiniz. Peki kiminle beraberdir? SEYTANLA...

13 / RAD - 25
Vellezîne yankudûne ahd allâhi min ba’di mîsâkihi ve yaktaûne mâ emerallâhu bihi en yûsale ve yufsidûne fîl ardi ulâike lehumul la’netu ve lehum sûud dâr(dâri).

Onlar, misaklerinden sonra (Allah'a ruhlarini, vechlerini, nefslerini ve iradelerini teslim edeceklerine dair ezelde Allah'a misak verdikten sonra) Allah'in ahdini bozarlar (ruhlarini, vechlerini, nefslerini ve iradelerini Allah'a teslim etmezler). Ve Allah'in, O'na (Allah'a) ulastirilmasini emrettigi seyi keserler (ruhlarini Allah'a ulastirmazlar). Ve yeryüzünde fesat çikarirlar (baska insanlarin da Sirati Mustakîm'e ulasmalarina mani olduklari için fesat çikarirlar). Lânet onlar içindir. Ve yurdun kötüsü (cehennem) onlar içindir.

22 / HAC - 3
Ve minen nâsi men yucâdilu fîllâhi bi gayri ilmin ve yettebiu kulle seytânin merîd(merîdin).

Ve insanlardan öyle kimseler vardir ki; ilmi olmaksizin, Allah hakkinda mücâdele eder ve bütün azgin seytanlara tâbî olur(lar).

Bunlar daima DALALETTE kalacak olanlardir.

28 / KASAS - 50
Fe in lem yestecîbû leke fa’lem ennemâ yettebiûne ehvâehum, ve men edallu mimmenittebea hevâhu bi gayri huden minallâh(minallâhi), innallâhe lâ yehdil kavmez zâlimîn(zâlimîne).

Bundan sonra eger sana icabet etmezlerse (senin hidayete erdirme davetine uymazlarsa), bil ki onlar heveslerine tâbîdirler. Allah'tan bir hidayetçi olmaksizin ( hidayetçiye degil de) kendi heveslerine tâbî olandan daha çok dalâlette kim vardir? Muhakkak ki Allah, zalimler kavmini hidayete erdirmez.

Ancak bunlarin hepsinin ayni olmadigi bir gerçektir.

El Kafi ; Imam Caferüs Sadiktan söyle rivayet eder: 'IKI KISININ ÜZERINDE IHTILAF ETTIGI SEYIN ASLI MUTLAKA KURAN’DA MEVCUTTUR.FAKAT INSAN AKLI ONA ULASAMAMAKTADIR.'

Müsnedül Imami Cafer 1/5 Lübnan Baskisi

Ne demek istiyor Imami Caferussadik Hz. ?

Insan, akli ile Allah’in gerçeklerini kavrayamaz. Akil, her olayda (imtihanda) iki müsavirin müsaveresine karar vererek fizik vücudu yönlendirir. Bu müsavirlerin birisi NEFIS tir ve o, daha ziyade seytanla beraberdir. Onun istedigi gibi Müsaveresini bildirir. Digeri RUH’tur daima Allah ile beraberdir.(Allah’in Ruhudur) Allah’in istedigi dogrultuda müsaveresini bildirir. Olaylari degerlendirmede; ya sükretme(riza) vardir.Çünkü bu hayirdir.(Bizim irademiz disinda olusan olaylar ya Allah’in takdiridir yada Allah’in Müsadesiyledir.) Yada küfretme (isyan ,örtme ) vardir.

Allah’u Teala Zümer 7 de buyuruyor ki

39 / ZUMER - 7
In tekfurû fe innallâhe ganiyyun ankum, ve lâ yerdâ li ibâdihil kufr(kufra), ve in teskurû yerdahu lekum, ve lâ teziru vâziretun vizra uhrâ, summe ilâ rabbikum merciukum fe yunebbiukum bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne), innehû alîmun bi zâtis sudûr(sudûri).

Eger inkâr ederseniz, muhakkak ki Allah, sizden Gani'dir (size ihtiyaci yoktur). Ve O, kullari konusunda küfre razi olmaz. Ve eger sükrederseniz sizden razi olur. (Hiç)bir günahkâr, digerinin (baskasinin) günahini yüklenmez. Sonra dönüsünüz Rabbinizedir. Böylece size yapmis olduklarinizi haber verecek. Muhakkak ki O, sinelerde olani bilendir.

Akil nefsin müsaveresi dogrultusunda karar vermisse küfretmistir ve imtihani kaybetmistir. Daha sonraki olaylarla tekrar tekrar imtihan olacaktir. Aklini kullanamadigi için azaba düçar olacaktir.(DÜNYADA)

Eger ölümüne kadar imtihanlari kazanip Allah’in yoluna giremezse (Allah’a ulasmayi dileyip Hidayete eremezse ) Kiyamette de büyük azaba düçar olacaktir.

10 / YUNUS - 100
Ve mâ kâne li nefsin en tu’mine illâ bi iznillâh(iznillâhi), ve yec’alur ricse alellezîne lâ ya’kilûn(ya’kilûne).

Ve Allah'in izni olmaksizin, bir kimsenin (bir nefsin) mü'min olmasi (mümkün) olamaz. Ve (Allah), akil etmeyen kimselerin üzerine ceza (azap, pislik) verir.

Akil eger RUH’un müsaveresi dogrultusunda karar vermisse sükretmistir.Allah’in rizasini kazanmistir. (Ön riza)

Bütün insanlara Allah’a dönüp (Ulasmayi dileyip) teslim olma daveti (Zumer54) ulastirilir.

39 / ZUMER - 54
Ve enîbû ilâ rabbikum ve eslimû lehu min kabli en ye’tiyekumul azâbu summe lâ tunsarûn(tunsarûne).

Ve Rabbinize (Allah'a) yönelin (ruhunuzu Allah'a ulastirmayi dileyin)! Ve size azap gelmeden önce O'na (Allah'a) teslim olun (ruhunuzu, vechinizi, nefsinizi, iradenizi Allah'a teslim edin). (Yoksa) sonra yardim olunmazsiniz.

Iste Allah’in Rizasina tabi olanlar:

5 / MAIDE - 16
Yehdî bihillâhu menittebea ridvânehu subules selâmi ve yuhricuhum minez zulumâti ilen nûri bi iznihî ve yehdîhim ilâ sirâtin mustakîm(mustakîmin).

Allah (c.c.), rizasina tâbî olan kisiyi onunla (Resûlü ile) teslim yollarina hidayet eder. Kendi izniyle onlari karanliktan aydinliga (zulmetten nura) çikarip Sirât-i Mustakîm'e hidâyet eder (ulastirir).

Mutlaka Allah’a teslim olma yolunda isittirilir ve kalplerine IHBAT konularak idrak ettirilir.

22 / HAC - 54
Ve li ya’lemellezîne ûtul ilme ennehul hakku min rabbike fe yu’minû bihî fe tuhbite lehu kulûbuhum, ve innallâhe le hâdillezîne âmenû ilâ sirâtin mustakîm(mustakîmin).

Ve kendilerine ilim verilenlerin, onun (irsad makaminin, Velî Resûl'ün, Nebî Resûl'ün) söylediklerinin Rabbinden bir hak oldugunu bilmeleri, O'na îmân etmeleri, onlarin kalplerinin O'nu (Allah'i) idrak etmesi (kalplerinden ekinnetin alinip yerine ihbat sistemi konarak kalplerin mutmain olmasi) içindir. Muhakkak ki Allah, âmenû olanlari (Allah'a ulasmayi dileyenleri) mutlaka Sirati Mustakîm'e hidayet edendir.

Ve o zaman su ilme sahip olur. Allah’a ulasmak var ,Farz ve benimde Ruhum Allah’a ulasacaktir. Bu ilme sahip olanlar HIDAYETE adim atmislardir. Bütün Sahabe bunu gerçeklestirmis mi? Evet.

39 / ZUMER - 17
Vellezînectenebût tâgûte en ya’budûhâ ve enâbû ilâllâhi lehumul busrâ, fe bessir ibâd(ibâdi).

Ve onlar ki; taguta (insan ve cin seytanlara) kul olmaktan içtinap ettiler (kaçindilar, kendilerini kurtardilar). Çünkü Allah'a yöneldiler (Allah'a ulasmayi dilediler). Onlara müjdeler vardir. Öyleyse kullarimi müjdele!

Sonra ne olmuslar?

2 / BAKARA - 151
Kemâ erselnâ fîkum resûlen minkum yetlû aleykum âyâtinâ ve yuzekkîkum ve yuallimukumul kitâbe vel hikmete ve yuallimukum mâ lem tekûnû ta’lemûn(ta’lemûne).

Nitekim size içinizde (görev yapmak üzere) sizden bir Resûl (Peygamber) gönderdik ki; âyetlerimizi size tilâvet etsin (okuyup açiklasin) ve sizi (nefsinizi) tezkiye etsin, size kitap ve hikmet ögretsin ve (hikmetin de ötesinde) bilmediginiz seyleri ögretsin.

Sahabenin AKLI sadece Allah’a ulasmayi dilemeye yetti geri kalani Allah tarafindan gerçeklestirildigini görüyoruz. Ana dili ARAPÇA olan içinde Üniversite mezunu olanlarinda var oldugu sahabeye ÜMMI (okuma yazma bilmeyen ) RESUL Ayetleri açiklayip onlarin nefislerini TESKIYE edip RUHLARI Allah’a ulasinca (Velayete erince-Hidayete erince)KITABI ögretiyor. Sonra HIKMETI daha sonra HIKMETIN ÖTESINI. Kim ögretiyor? Allah’in iradesinde (Tasarrufunda) bulunan Peygamber (S.A.V) Efendimiz ögretiyor. Iste burasi ALLAH’IN ÜNIVERSITESI Profösörü de Allah’in Tayin ettigi RESUL. Kiyamete kadar da Allah’in Üniversiteleri hep olacaktir.Tayin ettigi Profösörleri hep olacaktir. Yukarida bahsi geçen Allah’in rizasina tabi olup Ilim sahibi olan (Allah’a Ulasmayi dileyen) kisi HACET NAMAZI kilarak Allah’in Tayin ettigi Mürsidini (Hidayetçisini, Resulünü, Imamini )Allahtan Sorarak bulacaktir.

5 / MAIDE - 35
Yâ eyyuhellezîne âmenû ttekûllâhe vebtegû ileyhil vesîlete ve câhidû fî sebîlihi leallekum tuflihûn(tuflihûne).

Ey âmenû olanlar (Allah'a ulasmayi, teslim olmayi dileyenler); Allah'a karsi takvâ sahibi olun ve O'na ulastiracak vesileyi isteyin . Ve O'nun yolunda cihad edin. Umulur ki böylece siz felâha erersiniz.

 2 / BAKARA - 45
Vesteînû bis sabri ves salât(sâlâti), ve innehâ le kebîretun illâ alel hâsiîn(hâsiîne).

(Allah'tan) sabirla ve namazla istiane (yardim) isteyin. Ve muhakkak ki o (hacet namazi ile Allah'a ulastiracak mürsidini sormak), husû sahibi olanlardan baskasina elbette agir gelir.

2 / BAKARA - 46
Ellezîne yezunnûne ennehum mulâkû rabbihim ve ennehum ileyhi râciûn(râciûne).

O (husû sahipleri) ki; onlar, Rab'lerine (dünya hayatinda) muhakkak mülâki olacaklarina ve (sonunda ölümle) O'na döneceklerine yakîn derecesinde inanirlar.

Ona tabi oldugunda nefsi TESKIYE olacak RUHU Allah’a ULASACAK (Hidayet erecek –Velayete ulasacak) o zaman o kisiye KITAP ögretilir,HIKMET ögretilir.

3 / AL-I IMRAN - 164
Le kad mennallâhu alel mu’minîne iz bease fîhim resûlen min enfusihim yetlû aleyhim âyâtihî ve yuzekkîhim ve yuallimuhumul kitâbe vel hikmeh(hikmete), ve in kânû min kablu le fî dalâlin mubîn(mubînin).

Andolsun ki mü'minlerin (baslarinin) üzerine (devrin imaminin ruhu) bir ni'met olmak üzere kendi zamanlarinda, kendi içlerinden bir resûl beas ederiz, onlarin aralarinda (kendi kavminin içinde) onlara Allah'in âyetlerini tilâvet eder, onlari tezkiye eder ve onlara kitap ve hikmeti ögretir. Ondan evvel (resûle tâbî olmadan evvel) onlar açik bir dalâlet içinde idiler.

62 / CUMA - 2
Huvellezî bease fîl ummiyyîne resûlen minhum yetlû aleyhim âyâtihî ve yuzekkîhim ve yuallimuhumul kitâbe vel hikmeh(hikmete), ve in kânû min kablu le fî dalâlin mubîn(mubînin).

Ümmîler arasinda, kendilerinden bir resûl beas eden (görevlendiren) O'dur. Onlara, O'nun (Allah'in) âyetlerini okur, onlari tezkiye eder (nefslerini temizler), onlara Kitab'i (Kur'ân-i Kerim'i) ve hikmeti ögretir. Ve daha önce (resûle tâbî olmadan evvel) elbette onlar, sadece açik bir dalâlet içinde idiler.

Kitabi ögrenen kisi AKLIYLA hareket ederek AYETLERI anlamaz.Allah ona idrak ettirir. Iste Caferus Sadik Hz. Buyurdugu budur.

Mevlana Celalettin-i Rumi Hz. Buyuruyor ki: 'Ben Sems hazretlerine tabi olduktan sonra aklimi hiç kullanmadim.'

Sahihi Buhari 8.cild. 1272.

Hadiste bahsi geçen Ebu Cuheyfe nin sorusuna karsilik Hz. Ali nin cevabi nasil yerli yerine oturuyor.

'Ya Ali yaninda Resullullah tan , Allah’in (c.c) kitabindan baska yazili bir sey var mi?'diye sorar. Hz. Ali (r.a) 'HAYIR BILDIGIM BIR SEY VARSA O DA ALLAH’IN KISIYE KURANI ANLAMA KABILIYETI VERDIGIDIR' Hz. Ali Müsliüman olupta Allah’in yolunda olmayan (Allah’a Ulasmayi dileyipte Mürsidine tabi olmayan) birini düsünmüyor.

Herkesin Allah’in yolunda oldugunu düsünerek herkesin Kurani anlayabilecegini söylüyor.

Çünkü onun döneminde herkes öyleydi.O zaman; HADISLERIN olmasi bir hayir dir. Ama içinden mevzu olanlarini ayirma yöntemi: BÜTÜN HADISLERIN KURAN’I ALLAH’IN ÜNIVERSITESIN DEN ÖGRENENLER TARAFINDAN KURAN SÜZGECINDEN GEÇIRMEKTIR.

Peygamber (S.A.V) Efendimiz, Allah’in Tasarrufundaydi. Kendiliginden bir sözü bir hareketi olmazdi.

53 / NECM - 3
Ve mâ yentiku anil hevâ.

Ve o, hevasindan (kendiliginden) konusmaz.

53 / NECM - 4
In huve illâ vahyun yûhâ.

(O'nun söyledikleri), sadece O'na vahyolunan vahiydir.

Ayrica o ayakli bir Kuran di.

36 / YASIN - 69
Ve mâ allemnâhus si’re ve mâ yenbagî leh(lehu), in huve illâ zikrun ve kur’ânun mubîn(mubînun).

Ve Biz, O'na (Peygamber'e) siir ögretmedik. Ve (bu), O'na yakismaz. O (O'na indirilen), sadece zikir ve apaçik Kur'ân'dir.

Dolayisiyla Ondan kaynaklanan bir sözün KURAN’A TERS DÜSMESI, ÇELISMESI Mümkün olamaz. Zaten Hadisi serifte (S.A.V) söyle buyuruyor.'BENDEN SONRA HADISLER ORTAYA ÇIKACAK KURAN’A ÖLÇÜN EGER TERS DÜSÜYORSA BENDEN DEGILDIR.'

Fakat seytan insanlari bos birakmiyor. Bu kadar Kuran’dan açik beyanlar varken hala Falan hadiste söyle,filan Alim söye diyor,Sizin söylediklerinizi hiçbir yerden duymadik, Hiçbir kitapta bunu okumadik gibi sözleri, EMANIYYE YE bagli ilimlerini hala ön planda tutmalarindandir.

Ve onlara: Allah’in Kitabinda ki gerçekler bunlar diye açiklayinca Onlar sizin yorumlariniz Diyorlar Bizim açikladigimiza paralel eski Alimlerin de yorumlarini ortaya koyalim kaynaklariyla.

Imami Malik , ezberinde bulunan çok sayida HADIS olmasina ragmen dini bir gerek görmedikçe insanlara HADIS nakletmezdi. Imami Malike’e: 'Ibni Üveyne senden daha çok HADIS biliyor' denildi. Bunun üzerine imami Malik su cevabi verdi: 'BENDE SIZE HER DUYDUGUM HADISI NAKILDEMI BULUNAYIM? O ZAMAN BIR AHMAK DURUMUNA DÜSER VE INSANLARI SAPTIRMA KONUSUNDA BIR SEYTAN OLURUM. BENDEN ÖYLE HADISLER ÇIKMISTIR KI; O HADISLERIN HER BIRI IÇIN BIR KIRBAÇ YIYIP ONLARI RIVAYET ETMEMIS OLMAK ISTERDIM'

Elmedarik-Varak.164 mezhepler tarihi 395

Imami Malik’in oglu anlatiyor: 'Babam öldügünde IBNI SAAB ‘in rivayeti olan (hepsi mevzu) HADISLERLE dolu yedi sandik vardi. Medine halkindan rivayet edilen hadislerde birkaç sandik olusturuyordu.( Hepsi MEVZU oldugu için ayrilmis) Halk bunlara hucum etti aldi. Ve her yanda RIVAYETLER basladi.'

IBNI FERHUN-1/113

Ne sasilacak seydirki halkin bir kismi sahabe ve tabiinin rivayet ettikleri SÖZLERI ALIR VE CEHALETLERINE YENIK DÜSEREK HZ. Peygambere (S.A.V) ISNAT edilen HADIS oldugunu zanneder.

SUYUTI-TAZHIR.1/113

Insanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki HADISLER o kadar çogalacak, KUR’AN tozlar içinde kalacak hiç kimse ona bakmayacaktir.

DAHHAK

Yalan HADISLER arasinda saglam HADIS ,siyah öküzün derisindeki TEK TÜK BEYAZ KIL kadardir.

DAREKUTNI-Enessatibi-El Islam 215

Bir güzel söz buldugumda ona bir HADIS SENEDI uydurmada sakinca görmem Muhammed B. Said Dimaski.

NEVEVI SERH’ÜLMÜSLIM -1/32

Muhaddislerin çogu anlayistan uzaktir. Ne HADISLERI tanimak nede yasamak için bir gayretleri vardir.

ZEHEBI

HADISLERDE Hayir olsaydi HAYRIN gittigi gibi(Sahabenin hayati gibi bir hayat)giderdi.

SUFYAN ES SERVI 161/117

Ey cemaat HADISTE ilerledikçe KURAN’DA geriliyorsunuz ve bu HADIS ler sizi ALLAH’I ZIKRETMEKTEN alikoyuyor.

EBU REYYE -384,385

EL EZHERDE, okutulan ve benzeri kitaplar, var oldugu müddetçe BU ÜMMET ayaga kalkamaz. ÜMMETI AYAGA KALDIRACAK OLAN RUH ,ILK DÖNEMDE HAKIM OLAN KUR’AN RUHUDUR.Kur’an disinda her sey KUR’AN la bilmek ve yasamak arasina konmus bir engeldir.

EBU REYYE -408

KURAN’IN zahiriyle çelisen bir HADIS veya Sahabi sözünün RAVILERI ne kadar güçlü olursa olsun SENEDININ sahih olduguna inanmiyoruz. Çünkü; Peygamber (S.A.V) Efendimiz ve SAHABE döneminde hiç HADIS yazilmamistir.

M . RASID RAZI –Tefsirul Menar 6/288

Zindiklik yüzünden boynu vurulan IBNI EBIL AVCA (ölümü 155/172) son nefesinde 'IÇINDE HARAMI HELAL, HELALI HARAM KILAN 4000 HADIS uydurdum' Demis.

SANANI- Tavzihul efkar.2/75* SUYUTI –TAHZIR.215

ZINDIKLAR 12000 HADIS UYDURDU

SUYUTI –Tahzir.213

Imami Safi; Bu devirde çesitli firkalarin kendi görüslerini müdafa etmek için (LISANLA veya KALEMLE) Söylenen sözleri ,yalan hadislerin yayilmasina sebep oldu. Çünkü kendi çikarlarina HADIS uyduruyorlardi.

IMAMI SAFI; Haberi Resul hususunda bazilari iki yol tutmustur. Bu iki yolun sahipleri de sapiktir.

Hadislerin hiç birini kabul etmezler. Allah’in Kitabinda her sey var derler.
Hakkinda Kuran’da bir hüküm bulunuyorsa HADIS alinacaktir derler.
Bir rivayet KURAN’A ters düsüyorsa muhakkak ki KURAN TERCIH EDILECEKTIR.

Üzerinde ICMA edilen konu KURAN ve SÜNNETE aykiri olamaz.

EL UMM-C.7 s.250-252

HADIS UYDURANLAR HAKKINDA Kadi IYAZ söyle demistir.

 

ZINDIKLAR ve benzerleri:
Peygamberin (S.A.V) hiç söylemedigi bir seyi uydurup söyler,bunu dini küçük düsürmek için yapar.

CAHIL SOFULAR :
Bunu dine hizmet sayar ve sevap umar fezail ve ragbet artirmak için yapar.

 

FASIKLAR:
Nam kazanmak için yapar.

BID’AT ÇILAR VE MEZHEP MUTAASSIPLARI :
Kendilerine delil bulmak için yapar.

DÜNYAYA TAPANLAR:
Emellerine alet olarak onlarin hevesleri dogrultusunda yaparlar.

*BIR KISMIDA:

Hadis uydurmaz zayif hadislere senet uydurur. Dinlemedigi bir Hadisi dinledim der.

Görmedigi bir kimseyi gördüm der. Ashabin sözlerini, Hükemanin sözlerini, Bazi güzel sözleri Peygamber (S.A.V) e isnat eder.

Muhammed HUDARI- TARIHEL TESRI EL ISLAM S.83

Görülüyorki; Akli basinda olan herkes, HADISLERE karsi degil fakat MEVZU (uydurma) olanlara karsidirlar ve bunlarin halk arasinda haddinden fazla oldugu ve Müslümanlarinda bu HADISLER ve bu Hadislere dayali KITAPLARA ITIBAR ETTIKLERI BIR GERÇEKTIR.Ama bu çag; HIDAYET ÇAGIDIR, KUR’ANIN BÜTÜN GERÇEKLERI AÇIKÇA HERKESIN ANLAYABILECEGI SEKILDE HER TARAFA YAYILMAYA BASLAMISTIR.

Artik farkli düsünceler , saplantilar, Emaniyye ve seytan taraftarlarinin mumlari, sönmeye yüz tutmustur.

9 / TEVBE - 32
Yurîdûne en yutfîû nûrallâhi bi efvâhihim ve ye'ballâhu illâ en yutimme nûrehu ve lev kerihel kâfirûn(kâfirûne).

(Onlar) agizlari ile Allah'in nurunu söndürmeyi istiyorlar. Ve Allah, kâfirler kerih görseler bile nurunu tamamlamaktan baska bir sey istemez.

9 / TEVBE - 33
Huvellezî ersele resûlehu bil hudâ ve dînil hakki li yuzhirehu aled dîni kullihî ve lev kerihel musrikûn(musrikûne).

Resulünü müsrikler kerih görseler de, hidayetle ve hak dîn ile (bu dîni) bütün dînler üzerine izhar etmesi (hak dîn oldugunu ispat etmesi) için gönderen odur

Çünkü önceden herkes ayni telden çaliyordu. Ve her gurup kendi ellerindekiyle ferahlaniyor.Kendilerinin kurtulusa erecegini zannediyor. Baskalarini da düsünmüyor onlari da kendileri gibi davranmaya kendi yoluna çevirmeye gerek görmüyordu. Onun için kimse, kimseden sikayetçi degildi.(Ehli Tarik guruplar hariç) ama hepsi dalalette idi.

30 / RUM - 32
Minellezîne ferrakû dînehum ve kânû siyeâ(siyean), kullu hizbin bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne).

(O müsriklerden olmayin ki) onlar, dînlerinde firkalara ayrildilar ve grup grup oldular. Bütün gruplar, kendilerinde olanla ferahlanirlar.

3 / AL-I IMRAN - 105
Ve lâ tekûnû kellezîne teferrakû vahtelefû min ba’di mâ câehumul beyyinât(beyyinâtu), ve ulâike lehum azâbun azîm(azîmun).

Kendilerine BEYYINAT (açiklamalar, ispat vasitalari) geldikten sonra firkalara ayrilip, ihtilâfa düsen o kimseler gibi olmayin. Iste onlar; onlar, için azîm bir azap var.

Ama simdi öyle degil bizim görevimiz sadece kendimizi kurtarmak degil.BÜTÜN INSANLIGI KURTARMAK onun için bütün SIMSEKLER ÜZERIMIZDE ama netice

TAKVA sahiplerinin ve Allah ta TAKVA sahipleriyle beraberdir.

6 / EN'AM - 69
Ve mâ alellezîne yettekûne min hisâbihim min sey’in ve lâkin zikrâ leallehum yettekûn(yettekûne).

Ve takva sahibi olan kimselere, onlarin hesabindan bir sey (sorumluluk) yoktur. Lâkin hatirlatmalidir (zikretmeleri gerektigi söylenmelidir). Böylece onlar, takva sahibi olurlar.

40 / MU'MIN - 83
Fe lemmâ câethum rusuluhum bil beyyinâti ferihû bimâ indehum minel ilmi ve hâka bihim mâ kânû bihî yestehziûn(yestehziûne).

Onlara resûlleri beyyinelerle geldigi zaman yanlarindaki ilim sebebiyle simardilar. Ve alay etmis olduklari sey onlari kusatti.

40 / MU'MIN - 84
Fe lemmâ reev be’senâ kâlû âmennâ billâhi v ahd ehu ve kefernâ bimâ kunnâ bihî musrikîn(musrikîne).

Bizim siddetli azabimizi gördükleri zaman: "Allah'a ve O'nun Tek'ligine îmân ettik. Ve O'na sirk kostugumuz seyleri inkâr ettik." dediler.

40 / MU'MIN - 85
Fe lem yeku yenfeuhum îmânuhum lemmâ reev be’senâ, sunnetâllahilletî kad halet fî ibâdih(ibâdihî), ve hasire hunâlikel kâfirûn(kâfirûne).

Siddetli azabimizi gördükleri zaman artik onlarin îmâni, onlara bir fayda vermedi. Allah'in, kullari hakkindaki gelip geçen sünneti (kanunu) budur. Kâfirler orada hüsrana ugradilar.

BIRDE, HADISLERLE ORTAYA ÇIKARDIKLARI KITAPLARIYLA, MEZHEPLERE BAKALIM.

Baslangiçta 18 mezhep olusmus fakat bir çogu kabul görmemis veya sonradan taraftari azaldigi için unutulmus ,bazilari da dogrulari söyledikleri için REDDEDILMIS.

DOGUM VEFAT

1.) imami Zeyd Bin Ali Zeynel Abidin ( 80 - 122 )

2.) Caferus Sadik ( 80 - 148 )

3.) Ebu Hanife ( 80 -150 )

4.) Imam Malik Bin Enes (93 -179 )

5.) Imam Safi (150 -204 )

6.) Imam Bin Hanbel ( 164 - 241 )

7.) Ibni Hazm (384 - 486)

8.) Takiyüddin Bin Teymiye (661 - 728 )

IMAM MALIK

IMAM MALIK : Hadisler konusunda çok titiz davranmasina ragmen Kuran’a Ters düsen çok IÇTIHATLARI vardir.

Iman ; Söz , inanç ve ameldir. Iman artabilir.
Hayriyla serriyle KADERE inaniriz.
Kader konusunda tartisan kimseler düsük kimselerdir.
Eger Allah ISYAN edilmesini dilemesydi iblisi yaratmazdi.Secde 13.ayeti mesnet olarak veriyor.
32 / SECDE - 13
Ve lev si’nâ le âteynâ kulle nefsin hudâhâ ve lâkin hakkal kavlu minnî le emleenne cehenneme minel cinneti ven nâsi ecmaîn(ecmaîne).

Ve eger dileseydik, bütün nefslere kendi hidayetlerini elbette verirdik (herkesi hidayete erdirirdik). Fakat Benim: "Mutlaka cehennemi, tamamen cinlerden ve insanlardan dolduracagim." sözü(m) hak oldu.

Büyük günahlari isleyenler ,Günahi nisbetince yanacak,dilerse Allah bagislar. Sirk kosanlari bagislamaz. Nisa-48 i örnek olarak veriyor.
4 / NISA - 48
Innallâhe lâ yagfiru en yusreke bihî ve yagfiru mâ dûne zâlike li men yesâu ve men yusrik billâhi fe kadifterâ ismen azîmâ(azîmen).

Muhakkak ki; Allah, O'na sirk kosulmasini bagislamaz. Bunun disindaki seyleri diledigi kimse için bagislar. Andolsun ki; Allah'a sirk kosan, iftira ederek büyük bir günah islemistir.

Kitabi ön plana almis bazi Hadisler Kitaba ters düsüyor diye almamis.
EL MUVATTA- Mezhepler Tarihi.Muhammed Ebu Zehra

IMAMI HANBEL(164-241)

Kitap ve sünnet disinda dini ilimleri yazmak ve gelecek nesillere aktarmak dogru degildir.ALIMLER ve KISILER,isimlerine göre TAKLIT edilmemelidir.
Iman ; Kesin olarak inanmak, Iz’an ve amelden ibarettir artarda, eksilirde .
Iman dil ile ikrar kalp ile tastik organlarla ameldir.
Islam; Tasdik ve ikrardan Sonra
Hayir ve Ser Allah’in kaza ve kaderiyle olusur.
Kendisi kitap yazmamis oglu bazi ilavelerle sonradan yazmistir.

Mezhepler tarihi M.Ebu Zehra Ehli sünnet Alimleri(Mezhep Alimleri); Islami bilgilerden hiç birine akil Erdiremedikleri için karsi gelmediler.

Böylece:

Kabir azabina ,kabirde Münker ve Nekir denilen iki melegin sorgusuna
Sirat köprüsüne
Kiyametteki teraziye (hadislerdeki rivayetlere göre).Aynen kabul ettiler
Inandilar.

Ahmet Faruki Mezhepler Tarihi M.Ebu zehep Ehli Sünnet(Ehli Hak) Mezhep alimlerinin ortak görüsü;

Meydana getirilen her sey Allah’u Tealanin iradesi, kaza ve kaderiyle olur.Ayn olsun,araz olsun,hayir olsun, ser olsun.
Mezhepler Tarihi M.Ebu Zehra.

Ehli Sunnet(Mezhep imamlari) Allah Kullarinin bütün fiillerini yaratmistir.
Mu’tezile (Ehli Sünnet denilen Mezhep alimlerinin reddettigi Mezhep dogrulari söyledigi için) Insanlar kendi fiillerini kendileri olusturur.
Mezhepler Tarihi M.Ebu Zehra

SÜNNETLE delil getirmek Müslümanlarca kabul edilen bir olgudur. Ancak Basrada bazi kisiler buna karsi çikmislar, sadeca KURAN’A dayanmislardir.Fakat bunlar BOZGUNCU kisilerdir. TARIHIN DERINLIKLERINE GÖMÜLMÜSLERDIR.

MEZHEPLER TARIHI- M.EBU ZEHRA

Ehli sünnete(Mezhep alimlerine)göre KURAN Sünnetle TEFSIR edilir.
Konu hakkinda Sünnet bulunamazsa Arap edebiyatini,seriati onun amaç ve gayelerini iyi bilen kimseler,KUR’ANI anlama konusunda ICTIHAD eder.

MEZHEPLER TARIHI.M.EBU ZEHRA

Ebu Hanife ve bazi fakihler KURAN’in genel Hükümlerinin oldugu gibi kalacagini ancak SÜNNET ,CUZ’I mütevatir ve meshur bir sekilde o na muhalif olarak gelmisse bu taktirde KURAN’IN HÜKMÜNÜ TAHSIS EDEBILECEGINI (Degistirebilecegini) söylemislerdir.Söz konusu HADIS mütavatir degilse KURAN HÜKÜMLERI aynen kalir.
MEZHEPLER TARIHI- M.EBU ZEHRA -289-290

Peygamber(S.A.V) Bazen inen Kuran ayetleriyle bazen Vahiy ile bazen de kendi içtihatiyla cevap veriyordu.Verdigi içtihad SER’I hüküm içeriyorsa Allah bunu onaylamiyordu. Tam tersine isin hakikatini söylüyordu.
MEZHEPLER TARIHI- M.EBU ZEHRA-259

Peygamber(S.A.V) in hatasi Allah tarafindan düzeltiliyordu.
Bazende Peygamber(S.A.V) hata yapiyordu MEZHEPLER TARIHI
Peygamber(S.A.V) kendisinin hata yapabilecegini söylüyordu.MEZ TAR.
HIDAYET

Hidayet : Dogru yolda bulunma , Allah’in razi oldugu yolda bulunma,dogru yolu gösterme.
Türkiye Gazetesi Dini Terimler sözlügü

Insan yaratilisinda HIDAYET ve DALALET OLMAK üzere iki taraflidir. O na HIDAYET (Üstünlük ) tarafini tanitabilmek ve bunu kuvvetlendirmeye çalismasini saglamak için bir HOCA bir ÜSTAD lazimdir.
MUHAMMED MASUM

*Ehli sünnet:(Alimler) Allah diledigini DALALETE düsürür dilediginiHIDAYETE erdirir gibi sözlerin manasi ,DALALETE düsürme ve HIDAYETE erdirme fiilini Allah yaratir.

SERHÜL AKAID –S.45

Ehli sünnet söyle dedi.(Mezhep Alimleri)<<Allah’u Tealanin HIDAYETE erdirmesi demek kulun nefsinde HIDAYETLENMEYI yaratmasi demektir.SAPTIRMAK (Dalalet) de onda DALALETI meydana getirmesi demektir.
MATURIDI –S.157

ESARILER

Hicri 3. Asirda ortaya çikmis ve MU’TEZILE imamlarindan EBU ALI CUBBAI’NIN talebesi olan EBUL HASAN EL ESARIDIR sonradan Mu’tezile mezhebinden ayrilmis sebebide ; BU KADAR TEVATÜR HADIS VARKEN bunlar:

Sefaati inkar ediyorlar(Kiyamette Peygamber (S.A.V) Efendimizin )
Hayrin ve Serrin Allah’tan geldigine inanmiyorlar.Ayri seyler oldugunu söylüyorlar.
( Hayir Allah’tan Ser Kisinin kendindendir,diyorlar)

* Kendi kendilerine zarar veya menfaat sagalayabileceklerine inaniyorlar.(Araf 188’i) Inkar ediyorlar.

7 / A'RAF - 188
Kul lâ emliku li nefsî nef’an ve lâ darran illâ mâsaallâh(mâsaallâhu), ve lev kuntu a’lemul gaybe lesteksertu minel hayri ve mâ messeniyes sûu in ene illâ nezîrun ve besîrun li kavmin yu’minûn(yu’minûne).

De ki: “Allah'in dilemesi hariç, ben kendime fayda veya zarar verecek güce malik degilim. Eger ben gaybi bilseydim, hayri mutlaka çogaltirdim, bana bir kötülük dokunmazdi. Ben ancak mü'min olan kavim için bir nezir (uyaran) ve müjdeleyiciyim.

Atese girenin bir daha çikamayacagina inaniyorlar.(Nisa:116) ya karsi çikiyorlar.
4 / NISA - 116
Innallâhe lâ yagfiru en yusreke bihî ve yagfiru mâdûne zâlike li men yesâu ve men yusrik billâhi fe kad dalle dalâlen baîdâ(baîdan).

Muhakkak ki; Allah, kendisine sirk kosulmasini affetmiyor. Bunun disinda olanlari ise (onlardan) diledigi kimse için bagislar. Kim Allah'a sirk kosarsa artik o elbette o uzak bir dalâlete sapmistir.

Allah atesteki bir kavmide çikarir cennet ehli ile birlikte olur hadisine karsi çikiyorlar

(BUHARI.RIKAK -52, MÜSLIM –iman-302)
AYRICA KENDI GÖRÜSLERI (ES’ARININ):

* Müsriklerin çocuklari için Allah bir ates yakarak bu atesten geçiniz der.

Gelen rivayet böyledir.

Sünnetin AKAID namina kapsadigi her konuyu her vesile ile delil kabul eder.
Bazi Salih kullarina Allah’in AYETLER verecegine inanir.(ESARI .175)
Kullarin tüm fiilleri Allah tarafindan yaratilir ve takdir edilir.(Saffat-96) yi delil gösterir.
37 / SAFFAT - 96
Vallâhu halakakum ve mâ ta’melûn(ta’melûne).

Ve (oysaki) sizi de, yaptiginiz seyleri de Allah yaratti.

Cehennemde yanan kavim Peygamber(s.a.v) efendimizin SEFAATI ILE çikarilir.
MEZHEPLER TARIHI M.EBU ZEHRA

MATURIDI (ölümü h.333)

Kuran’i kerimin kapsadigi INANÇ konularini AKIL ve MANTIK delilleriyle ispata yönelmistir. Ve KURAN’ I AKAIDE baglamistir.
Allah’i bilmek seriattir.
Seriatin IRSADIYLA AKLA dayanmakta NAKLE dayanmamaktadir. Ve bunu reddetmistir.(nakli)
Kuran’a göre AKIL ; Arzulardan ve taklitten uzak bir sekilde dogru bir istikamet tutturabilirse, ALLAH’A IMANA ve BILMEYE ulastiracaktir.
Allah’u Tealanin vaad ettigi bir cezadan vazgeçebilecegini söylemistir.
Allah ancak ahrette görülebilir.(Kiyame 22-23 dayaniyor) MEZ.TARIHI M.EBU ZEH.
75 / KIYAME - 22
Vucûhun yevme izin nâdireh(nâdiretun).

Izin günü piril piril yüzler vardir.

75 / KIYAME - 23
Ilâ rabbihâ nâzireh(nâziretun).

Rab'lerine bakan

Kur’anin gercek anlamini kavrayamadiklari için o nu askiya alip,çogunlugu,UYDURMA olan HADISLER, mezhep alimlrini de, hadis alimlerini de, itikat imamlarini da, BÜYÜK HATALARA DÜSÜRMÜSTÜR.

Peki nedir ? bu alimlerin hatalari;

ÖNCE MEZHEP IMIMLARININ HATALARI NEDIR?

Imanin Tarifleri.
Dogrusu nedir? :Imanin yedi sarti vardir

1.)Allah’a Iman .Var olduguna,Tek olduguna

2.)Meleklere iman

3.)Allah’ Mülaki olmaya (Sahihi Buhari 1.cild 47 nolu hadis-HUD .29 AYET)

4.) Resullerine iman

5.)Kitaplarina iman

6.) Hayrin Allah’tan Serrin Kendisinden olduguna (Nisa 79)

7.)Öldükten sonra dirilmeye iman

HUD-29
Ve yâ kavmi lâ es’elukum aleyhi mâlâ(mâlen), in ecriye illâ alâllâhi ve mâ ene bi târidillezîne âmenû , innehum mulâkû rabbihim ve lâkinnî erâkum kavmen techelûn(techelûne).

Ve ey kavmim! Buna (teblig ettigim seylere) karsilik sizden mal olarak (bir sey) istemiyorum. Eger ücretim (ecrim) varsa ancak Allah'a aittir. Ve ben âmenû olanlari ((Allah'a ulasmayi dileyenleri) tardedecek (uzaklastiracak, kovacak) degilim. Muhakkak ki onlar, Rab'lerine mülâki olacaklar (ulasacaklar). Ve lâkin ben, sizi cahillik eden bir kavim olarak görüyorum.

4 / NISA - 79
Mâ esâbeke min hasenetin fe minallâh(minallâhi), ve mâ esâbeke min seyyietin fe min nefsik(nefsike), ve erselnâke lin nâsi resûlâ(resûlen), ve kefâ billâhi sehîdâ(sehîden).

Sana ne iyilik (hasenat) isabet ederse, Allah'tandir. Sana ne kötülük (seyyiat) isabet ederse, kendi nefsindendir. (Eger derecat kaybedecek bir sey yapmis olsaydin.) Ve seni, insanlar için Resûl olarak gönderdik ve Allah sahit olarak yeter.

*Insanlarin BÜTÜN FIILLERINI ALLAH YARATIR (HAYRIDA SERRIDE)

O zaman insanlar sorumlu olmazdi. Allah ADL esmasinin sahibidir.Ser; Derecat kaybetmektir yani günah kazanmaktir. Günaha sokacak olaylari Allah yaratsaydi o zaman Allah (Hasa) insanlara zulmetmis olmazmiydi.?

Kuran’i kavrayamayan insanlar için Algilamada, seytanin yardimiyla böyle olacaktir.

Allah insanlari ve cinleri serbest iradeyle yaratmistir ve sorumlu kilmistir.Hem kendisi hem de hidayetcileri serbest iradeye müdahale etmiyor.

16 / NAHL - 35
Ve kâlellezîne esrekû lev sâallâhu mâ abednâ min dûnihî min sey’in nahnu ve lâ âbâunâ ve lâ harremnâ min dûnihi min sey’(sey’in), kezâlike fe alellezîne min kablihim, fe hel aler rusuli illel belâgul mubîn(mubînu).

Sirk kosanlar: “Eger Allah dileseydi, biz O'ndan baska bir seye kul olmazdik. Ve babalarimiz da (kul) olmazdi. Ve O'ndan (O'nun emrinden) baska bir seyi haram kilmazdik.” dediler. Onlardan öncekiler de böyle yapti. Artik resûllerin üzerinde apaçik tebligden baska (bir sorumluluk) var mi?

30 / RUM - 44
Men kefere fe aleyhi kufruh(kufruhu), ve men amile sâlihan fe li enfusihim yemhedûn(yemhedûne).

Kim inkâr ederse küfrü (inkâri), kendi aleyhinedir. Ve kim salih amel (nefs tezkiyesi) yaparsa onlar, böylece kendi nefsleri için hazirlik yaparlar.

45 / CASIYE - 15
Men amile sâlihan fe li nefsih(nefsihî), ve men esâe fe aleyhâ summe ilâ rabbikum turceûn(turceûne).

Kim salih amel (nefs tezkiyesi) yaparsa, kendi nefsi içindir (lehinedir). Ve kim kötülük yaparsa, o da kendi aleyhinedir. Sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.

41 / FUSSILET - 46
Men amile sâlihan fe li nefsihî ve men esâe fe aleyhâ, ve mâ rabbuke bi zallâmin lil abîd(abîdi).

Kim salih amel (nefs tezkiyesi) islerse, kendisi içindir. Ve kim kötülük yaparsa, o da onun aleyhinedir. Ve senin Rabbin kullar(in)a zulmedici degildir.

7 / A'RAF - 30
Ferîkan hadâ ve ferîkan hakka aleyhimud dalâlet u, innehumuttehazûs seyâtîne evliyâe min dûnillâhi ve yahsebûne ennehum muhtedûn(muhtedûne).

Bir kismi hidayete erdi ve bir kisminin üzerine dalâlet hak oldu. Muhakkak ki; onlar, Allah'tan baska seytanlari dostlar edindiler. Ve onlar kendilerinin hidayete erdiklerini zannediyorlar (hesap ediyorlar).

YUKARIDAKI AYETI KERIMELER ONLARIN BU KONUDAKI YANLISLARINI ORTAYA ÇIKARMAYA YETER SANIRIM.

CEHENNEMDEN CENNETE DÖNÜS:

Kuran’da bir tek ayette bile cehennemde cezasini çekip, ister sefaatle ister, Allah’in affi ile isterse cezasi tamamlandigi için CENNETE DÖNÜS YOKTUR. Ancak devamli kalacagina dair 53 Ayeti Kerime var.

2 / BAKARA - 80
Ve kâlû len temessenen nâru illâ eyyâmen ma’dûdeh(ma’dûdete), kul ettehaztum indallâhi ahd en fe len yuhlifallâhu ahd ehu( ahd ehû) em tekûlûne alâllâhi mâ lâ ta’lemûn(ta’lemûne).

Ve (o emaniyyeye tâbî olanlar): “Ates bize ancak sayili birkaç gün dokunacak (günahlarimiz kadar yanip cennete girecegiz).” dediler. De ki: “Allah katindan bir ahd mi edindiniz?” (Eger böyle bir ahd, almissaniz) Allah, ahdinden asla dönmez (Allah'in ahdinde hilâf olmaz). Yoksa Allah'a karsi bilmediginiz bir sey mi söylüyorsunuz?

2 / BAKARA - 81
Belâ men kesebe seyyieten ve ehâtat bihî hatîetuhu fe ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).

Hayir, (sandiginiz gibi degil) kim günah kazanmis da hatalari kendisini kusatmissa; iste onlar, ates halkidir ve içinde de devamli kalacaklardir.

2 / BAKARA - 257
Allâhu velîyyullezîne âmenû , yuhricuhum minez zulumâti ilen nûr(nûri), vellezîne keferû evliyâuhumut tâgûtu yuhricûnehum minen nûri ilâz zulumât(zulumâti), ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).

Allah, âmenû olanlarin (Allah'a ulasmayi dileyenlerin) dostudur, onlari (onlarin nefslerinin kalplerini) zulmetten nura çikarir. Ve kâfirlerin dostlari taguttur (onlar, seytani dost edinirler, seytan kimseye dost olmaz), onlari (onlarin nefslerinin kalplerini) nurdan zulmete çikarirlar. Iste onlar, ates ehlidir. Onlar, orada ebedî kalacak olanlardir

3 / AL-I IMRAN - 116
Innellezîne keferû len tugniye anhum emvâluhum ve lâ evlâduhum minallâhi sey’â(sey’en), ve ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).

Hiç süphesiz o kâfirlerin, ne mallari ve ne de evlâtlari, onlara; Allah'tan (gelecek bir cezaya) bir sey'e, (karsi koymaya) yetmez. Iste onlar, ates ehlidir. Orada devamli kalacaklardir.

4 / NISA - 14
Ve men ya’sillâhe ve resûlehu ve yeteadde hudûdehu yudhilhu nâren hâliden fîhâ ve lehu azâbun muhîn(muhînun).

Kim Allah'a ve peygamberine isyan eder ve O'nun sinirlarini asarsa, daimî kalmak üzere atese atilir. Onun için alçaltici bir azap vardir.

7 / A'RAF - 36
Vellezîne kezzebû bi âyâtinâ vestekberû anhâ ulâike ashabun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).

Ve âyetlerimizi yalanlayan kimseler ve onlara karsi kibirlenenler, iste onlar ates ehlidirler ve onlar, orada devamli kalanlardir (kalacaklardir).

3 / AL-I IMRAN - 24
Zâlike bi ennehum kâlû len temessenen nâru illâ eyyâmen ma’dûdât(ma’dûdâtin), ve garrahum fî dînihim mâ kânû yefterûn(yefterûne).

Bu (döneklik), hiç süphesiz onlarin: “Bize asla ates dokunmaz ancak sayili (birkaç gün) günler hariç.” demelerinden ve uydurduklari seylerin dînlerinde kendilerini aldatmis olmasindandir.

10 / YUNUS - 27
Vellezîne kesebûs seyyiâti cezâu seyyietin bi mislihâ ve terhekuhum zilleh(zilletun), mâ lehum minallâhi min âsim(âsimin), ke ennemâ ugsîyet vucûhuhum kita'an minel leyli muzlimâ(muzlimen), ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).

Seyyiat kazanan kimselerin seyyiatlerinin cezasi, onun misli kadardir. Ve onlari bir zillet kaplar. Ve onlarin Allah'a karsi bir koruyucusu yoktur. Onlarin yüzleri karanlik geceden bir parça ile kaplanmis gibidir. Iste onlar, ates halkidir. Onlar, orada devamli kalanlardir (kalacak olanlardir).

23 / MU'MINUN - 103
Ve men haffet mevâzînuhu fe ulâikellezîne hasirû enfusehum fî cehenneme hâlidûn(hâlidûne).

Ve kimin mizani (sevap tartilari), hafif gelirse iste onlar, nefslerini hüsrana düsürenlerdir. Onlar, cehennemde ebediyyen kalacak olanlardir.

SIRAT KÖPRÜSÜ

Kuran da sirat köprüsü diye bir terim yok böyle bir seyin olmasida mümkün degil .Kiyametten sonra 2. ve 3. sur’a üflendigini ve herkesin filimlerinin karsilarinda seyredildigini ve hesabin görüldügünü buyuruyor Allah’u Teala.

36 / YASIN – 65
El yevme nahtimu alâ efvâhihim ve tukellimunâ eydîhim ve teshedu erculuhum bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne).
Bugün onlarin agizlarini mühürleriz. Kazanmis olduklarini (yaptiklarini) Bize, onlarin elleri anlatir, ayaklari sahitlik eder.

39 / ZUMER - 68
Ve nufiha fîs sûri fe saika men fîs semâvâti ve men fîl ardi illâ men sâallâh(sâallâhu), summe nufiha fîhi uhrâ fe izâhum kiyâmun yanzurûn(yanzurûne).

Ve sur'a üfürülmüs, Allah'in diledikleri hariç, göklerde ve yerde olanlar ölmüslerdir. Sonra ona (sur'a) bir defa daha üfürüldügü zaman onlar ayaga kalkarak bakinirlar.

39 / ZUMER - 69
Ve esrekatil ardu bi nûri rabbihâ ve vudial kitâbu ve cîe bin nebiyyîne ves suhedâi ve kudiye beynehum bil hakki ve hum lâ yuzlemûn(yuzlemûne).

Ve Rabbinin nuru ile yeryüzü aydinlandi. Ve kitap ortaya kondu. Peygamberler ve sahitler getirildi. Ve onlarin aralarinda onlara zulmedilmeksizin hak ile hüküm verildi.

39 / ZUMER - 70
Ve vuffiyet kullu nefsin mâ amilet ve huve a’lemu bimâ yef’alûn(yef’alûne).

Ve her nefse (herkese) yaptiginin karsiligi ödendi. Ve O (Allah), onlarin yaptiklarini çok iyi bilir.

Herkesin Cehenneme gidecegi Cennetliklerin orayi görecegi ve oradan cennete gidecegi, cehennemliklerin orada kalacagi beyan edilmistir.

19 / MERYEM - 71
Ve in minkum illâ vâriduhâ, kâne alâ rabbike hatmen makdiyyâ(makdiyyen).

Ve sizden biriniz (bile hariç olmamak üzere hepiniz), illâ (muhakkak) ona (cehenneme) varacaksiniz. (Bu), senin Rabbinin üzerine (aldigi) kesinlesmis bir hükümdür.

19 / MERYEM - 72
Summe nuneccîllezînettekav ve nezeruz zâlimîne fîhâ cisiyyâ(cisiyyen).

Sonra takva sahiplerini kurtaracagiz. Ve zalimleri, diz üstü çökmüs olarak birakacagiz.

Dolayisiyla Sirat köprüsü gibi bir yere ugrayip geçmek yoktur.

SÜNNETIN (HADISLERIN) ASIL OLDUGU KURAN’A DAYALI OLMAYACAGI HATTA KURAN AYETLERININ HÜKMÜNÜ KALDIRABILECEGI HADISLERI, yukarida açikladik çogunun uydurma oldugunu. KURAN ise bir tek noktasi bile degismeyen Allah’in sözü oldugu inkar edilemez.
Allah’u Teala bu olaylari ezelde bildigi için cevabini da Kuran da önceden hazirlamis . Allah’in yolundakilerle mücadelede hep emaniyye ilimlerle (Hadis, Fikih, Mezhep, Itikat vs) karsi çikan insanlar daima seytandan yardim alirlar.

6 / EN'AM - 121
Ve lâ te’kulû mimmâ lem yuzkerismullâhî aleyhi ve innehu le fisk ( fisk un), ve innes seyâtîne le yûhûne ilâ evliyâihim li yucâdilûkum ve in eta’tumûhum innekum le musrikûn(musrikûne).

Ve üzerine Allah'in ismi anilmayan seylerden yemeyin. Ve muhakkak ki; o fisktir. Ve seytanlar, mutlaka sizinle mücâdele etmeleri için dostlarina vahyederler. Ve sâyet onlara itaat ederseniz (uyarsaniz), mutlaka siz müsrikler olursunuz.

22 / HAC - 3
Ve minen nâsi men yucâdilu fîllâhi bi gayri ilmin ve yettebiu kulle seytânin merîd(merîdin).

Ve insanlardan öyle kimseler vardir ki; ilmi olmaksizin, Allah hakkinda mücâdele eder ve bütün azgin seytanlara tâbî olur(lar).

Allah’u Teala da onlarin gösterdikleri HADIS delilinin Allah’in ilminin karsisinda bos söz oldugunu buyuruyor.

31 / LOKMAN - 6
Ve minen nâsi men yesterî lehvelhadîsi li yudille an sebîlillâhi bi gayri ilmin ve yettehizehâ huzuvâ(huzuven), ulâike lehum azâbun muhîn(muhînun).

Ve insanlardan bir kismi bos sözleri(HADIS) satin alirlar, ilimleri olmaksizin Allah'in yolundan saptirmak için. Ve onu eglence (alay konusu) edinirler. Iste onlar için muhin (asagilayici) bir azap vardir.

31 / LOKMAN - 7
Ve izâ tutlâ aleyhi âyâtunâ vellâ mustekbiren ke en lem yesma’hâ ke enne fî uzuneyhi vakrâ(vakran), fe bessirhu bi azâbin elîm(elîmin).

Ve ona âyetlerimiz okundugu zaman onu isitmemis gibi kibirlenerek döner (gider), onun kulaklarinda vakra (isitme engeli) varmis gibi. Öyleyse onu elîm azapla müjdele (ikaz et, uyar).

45 / CASIYE - 6
Tilke âyâtullahi netlûhâ aleyke bil hakk(hakki), fe bi eyyi hadîsin ba’dallâhi ve âyâtihî yû’minûn(yû’minûne).

Iste bunlar, Allah'in âyetleridir. Sana hak olarak onlari okuyoruz. O halde Allah'tan ve O'nun âyetlerinden sonra hangi söze (HADIS’E) inanacaklar?

Bos söz denilen Arapça asli Hadis tir. Hangi söze denilen Arapça asli Hadis tir.

Peygamber(S.A.V)Efendimizin Hata yapabilecegini söylüyorlar.
30 / RUM - 7
Ya’lemûne zâhiren minel hayâtid dunyâ, ve hum anil âhireti hum gâfilûn(gâfilûne).

Onlar, dünya hayatinin zahirini (görünen kismini) bilirler. Ve onlar, ahiretten gâfil olanlardir.

30 / RUM - 8
E ve lem yetefekkerû fî enfusihim, mâ halakallâhus semâvâti vel arda ve mâ beynehumâ illâ bil hakki ve ecelin musemmâ(musemmen) ve inne kesîran minen nâsi bi likâi rabbihim le kâfirûn(kâfirûne).

Onlar, kendi nefsleri hakkinda tefekkür etmiyorlar mi (düsünmüyorlar mi)? Allah gökleri ve yeri ve ikisinin arasindaki seyleri ancak hak ile ve belirlenmis bir süre ile yaratti. Ve muhakkak ki insanlarin çogu, Rab'lerine mülâki olmayi (hayatta iken ruhlarini Allah'a ulastirmayi) inkar edenlerdir.

Bir defa Peygamberler iradeleriyle birlikte Akillarini da Allah’a teslim etmislerdir.Kendi serbest iradeleri yoktur.Bize göre hata gibi görünen olaylari da Allah bir ibret ve imtihanimiz için gerçeklestirir.

48 / FETIH - 10
Innellezîne yubâyiûneke innemâ yubâyiûnallâh(yubâyiûnallâhe), yedullâhi fevka eydîhim, fe men nekese fe innemâ yenkusu alâ nefsih(nefsihî), ve men evfâ bi mâ âhede aleyhullâhe fe se yu’tîhi ecren azîmâ(azîmen).

Muhakkak ki onlar, sana tâbî olduklari zaman Allah'a tâbî olurlar. Onlarin ellerinin üzerinde (Allah senin bütün vücudunda tecelli ettigi için ellerinde de tecelli etmis oldugundan) Allah'in eli vardir. Bundan sonra kim ( ahdini) bozarsa, o taktirde sadece kendi nefsi aleyhine bozar (Allah'a verdigi yeminleri, ahdleri yerine getirmedigi için derecesini nakisa düsürür). Ve kim de Allah'a olan ahdlerine vefa ederse ( yeminini, misakini ve ahdini yerine getirirse), o zaman ona en büyük mükâfat (ecir) verilecektir (cennet saadetine ve dünya saadetine erdirilecektir).

8 / ENFAL - 17
Fe lem taktulûhum ve lâkinnallâhe katelehum, ve mâ remeyte iz remeyte ve lâkinnallâhe remâ, ve li yubliyel mu’minîne minhu belâen hasenâ(hasenen), innallâhe semîun alîm(alîmun).

Onlari siz öldürmediniz ama onlari Allah öldürdü. Ve attigin zaman da sen atmadin ama Allah atti. Ve Allah, mü'minleri Kendisinden ahsen belâ ile imtihan eder. Muhakkak ki Allah, isitendir ve bilendir.

28 / KASAS - 68
Ve rabbuke yahluku mâ yesâu ve yahtâr(yahtâru), mâ kâne lehumul hiyarat(hiyaratu), subhânallâhi ve teâlâ ammâ yusrikûn(yusrikûne).

Ve Rabbin, diledigini yaratir ve seçer. Ve seçim hakki onlara ait degildir. Allah Sübhan'dir (münezzehtir) ve (onlarin) sirk kostuklari seylerden yücedir.

53 / NECM - 3
Ve mâ yentiku anil hevâ.

Ve o, hevasindan (kendiliginden) konusmaz.

53 / NECM - 4
In huve illâ vahyun yûhâ.

(O'nun söyledikleri), sadece O'na vahyolunan vahiydir

7 / A'RAF - 188
Kul lâ emliku li nefsî nef’an ve lâ darran illâ mâsaallâh(mâsaallâhu), ve lev kuntu a’lemul gaybe lesteksertu minel hayri ve mâ messeniyes sûu in ene illâ nezîrun ve besîrun li kavmin yu’minûn(yu’minûne).

De ki: “Allah'in dilemesi hariç, ben kendime fayda veya zarar verecek güce malik degilim. Eger ben gaybi bilseydim, hayri mutlaka çogaltirdim, bana bir kötülük dokunmazdi. Ben ancak mü'min olan kavim için bir nezir (uyaran) ve müjdeleyiciyim.

HIDAYET

HIDAYET : Hidayet ne dogru yoldur ,nede” kisinin kendi iradesinin disinda Allah’in HIDAYETE erdirmesidir. Bir defa HIDAYET yol degildir. Ulasma vasil olmadir. Allah’in kendine ulastirmasidir. (Kisinin Allah’a ulasmayi dilemesiyle) Münib=Allah’a yönelme,Allah’a ulasmayi dilemektir.

13 / RAD - 27
Ve yekûlullezîne keferû lev lâ unzile aleyhi âyetun min rabbih(rabbihi), kul innallâhe yudillu men yesâu ve yehdî ileyhi men enâb(enâbe).

Ve kâfirler: “Ona, Rabbinden bir âyet (mucize) indirilse olmaz mi?” derler. De ki: “Muhakkak ki Allah, diledigi kimseyi dalâlette birakir ve O'na yönelen kimseyi Kendine ulastirir ( hidayete erdirir).”

42 / SURA - 13
Serea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîh(fîhi), kebure alel musrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yesâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).

(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh'a vasiyet ettigi (farz kildigi) seyi (seriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) firkalara ayrilmayin.” diye Hz. Ibrâhîm'e, Hz. Musa'ya ve Hz. Isa'ya vasiyet ettigimiz seyi sana da vahyederek, size de seriat kildi. Senin onlari, kendisine çagirdigin sey (Allah'a ulasmayi dileme) müsriklere zor geldi. Allah, diledigini Kendisine seçer ve O'na yöneleni, Kendisine ulastirir (ruhunu hayatta iken Kendisine ulastirir).

DALALETTE birakma ise ;kisinin Allah’a ulasmayi dilememesi ve seytani dost edinmesi ile Allahin onunla ilglenmemesidir. Bütün insanlar baslangiçta delalettedir.Peygamberler de buna dahildir. Taki Hidayete adim atincaya kadar. Dalalete düsürme diye bir sey yoktur.
Hz. Ibrahim:

6 / EN'AM - 77 : Ay'i dogarken görünce: “Benim Rabbim bu.” dedi. Fakat kaybolunca: “Eger Rabbim beni hidayete erdirmezse, mutlaka dalâletteki kavimden olurum.” dedi

Peygamber (S.A.V) Efendimiz:

93 / DUHA – 7: Ve seni dalâlette buldu sonra hidayete erdirdi.

Hz.Musa:

26 / SUARA - 20: Musa (A.S): “Onu yaptigim zaman ben, dalâlette olanlardandim.” dedi.

MEZHEPLERDEN dogruyu söyleyenler seytanin kiskirtmasiyla diger mezhepler ve Alimler tarafindan kabul görmemis,halktan fazla ragbet Görmemis çünkü; onlarin dini EMANIYYE üzerine kurulmus. Bunlar CAFERI MEZHEBI VE MU’TEZILE MEZHEBIDIR. Çünkü bunlar Kuran’i anlayabilen ve ona göre hareket edenlerdi. Yukarida ESARI’nin MU’TEZILEDEN ayrilma sebebi kendisine göre (kendi dinine göre) dogru, ancak HAKIKATA göre yanlis.
ESARI AKAIDI

Tamamen uydurma HADISLERLE olusan bir AKAID.
* Sefaat :YANLIS

2 / BAKARA - 48
Vettekû yevmen lâ teczî nefsun an nefsin sey’en ve lâ yukbelu minhâ sefâatun ve lâ yu’hazu minhâ adlun ve lâ hum yunsarûn(yunsarûne).

Ve hiç kimseden bir kimseye bir seyin ödenmedigi ve ondan (hiç kimseden) bir sefaatin kabul olunmadigi ve hiç kimseden bir fidye alinmadigi ve onlara yardim da edilmedigi günden sakinin.

Hayrinda serrinde Allah’tan olduguna inanmak: YANLIS (yukarida izahi yapildi.)
Kisinin fiillerini kendi olusturmaz inanci :YANLIS (yukarida izah edildi)
Kullarin Tüm Fiilleri Allah’a aittir inanci : YANLIS (yukarida izah edildi.)
MATURIDI AKAIDI

Maturidi de bir itikad alimi oda ESARI nin tam tersine HADISLER yerine Kuran’a dayali olarak hazirlamis AKAIDINI. Fakat akil ile çözmeye çalismis. Akil ile dinin yasanacagina inanmis ancak çogu yanlis olan bir itikat olusturmus. Onun itikadina göre hiç kimsenin kurtulusu gerçeklesmez çünkü akil sadece imtihanlarin basarilmasinda geçerlidir. Ondan sonra Allah’in üniversitesine talebe olacak orada yetistikten sonra KURAN’I ögrenip o zaman Allah’a a’rif olacaktir.

SERIAT : Kuran’in Ayetlerinin bütünüdür.Ve oda Allah’a kul olmaktir, Köle olmaktir.. IRADESIZ köle olmaktir.

98 / BEYYINE - 5
Ve mâ umirû illâ li ya’budûllâhe muhlisîne lehud dîne hunefâe ve yukîmûs salâte ve yu’tûz zekâte ve zâlike dînul kayyimeh(kayyimeti).

Ve onlar, Allah için hanifler olarak dînde halis kullar olmaktan (nefslerini halis kilmaktan) ve namazi ikame etmekten ve zekâti vermekten baska bir seyle emrolunmadilar. Iste kayyum dîn (kiyâmete kadar devam edecek dîn) budur.

51 / ZARIYAT - 56
Ve mâ halaktul cinne vel inse illâ li ya'budûn(ya'budûni).

Ve Ben, insanlari ve cinleri, Bana kul olsunlar diye yarattim.

39 / ZUMER - 29
Daraballâhu meselen raculen fîhi surekâu mutesâkisûne ve raculen selemen li racul(raculin), hel yesteviyâni mesel(meselen), el hamdulillâh(el hamdulillâhi), bel ekseruhum lâ ya’lemûn(ya’lemûne).

Allah, su meseleyi örnek verdi. Aralarinda anlasamayan birkaç ortaga (birden) bagli kisi ile tek bir adama teslim olan kisinin durumu bir olur mu? Hamd, Allah'a mahsustur. Ama onlarin çogu bilmezler.

Özet olarak Kuran’i bilmeden sadece HADISLERLE dini yapilandirmaya kalkismak :

SEYTANA DOST OLMAKTIR.
DALALETTE KALMAKTIR.
SIRKTE KALMAKTIR.
BASKALARININ KURTULUSUNU ENGELLEMEKTIR.
CEHENNEMLIK OLMAKTIR.
FIRKALARA AYRILMAKTIR.
KENDI GÜNAHI ILE BIRLIKTE BASKALARININ GÜNAHINI YÜKLENMEKTIR.
ALLAH’IN VE BÜTÜN MELEKLERIN LANETINE UGRAMAKTIR.
HÜSRANDA OLMAKTIR.
HADISLERIN çogunun uydurma oldugunu : Mezhep imamlari, Itikat imamlari, Hadis Alimleri ve Ilahiyat Fakülteleri de kabul etmektedir. Ancak kendi yöntemleriyle MEVZU (uydurma) olanlarini HADIS ALIMLERININ ayirdiklarini ve KÜTÜBI SITTE olarak alti alimin adini alan SAHIH HADISLER demislerdir.

Sahihi-Buhari, Sahihi- Müslüm, Tirmizi, Ebu Davut,Ibni Mace ve Nesai

Biz bunlarida arastirdik SAHIHI-BUHARI’yi bütünüyle taradik 2189 adet HADISTEN olusan 12 Ciltlik bir eser. Üçte biri MEVZU, Üçte birinin metini dogru ,meali yanlis, üçte birinin de teferruat içeren HADISLER oldugunu gördük.

Burada MEVZU HADISLERDEN örnekler veriyoruz.

Kiyamet günü ilk sual namazdandir. O nu geçerse ne ala geçemezse hali perisandir.RISALETI –MUNIRE
Unutulmus bir sünneti meydana çikarana 100 Sehid sevabi verilir. HADIKA
Sefaatime inanmayan ona kavusamaz. SIRRETÜL-ISLAM
Ümmetimden büyük günah isleyenlere sefaat edecegim. MUSNET- AHMET BIN HANBEL
Kiyamet günü Peygamberler,Alimler,Sehidler,sefaat edecekler. IHYA-ULUMIDDIN
Küçük çocuklar ana babasina (hatta düsük olsa bile) sefaat edecektir. IMAM BIRGIVI
La ilahe illallah diyenlere mezarlarinda VAHSET mahserde DEHSET yoktur. TABARANI
Ümmetimin görüs ayriliklari RAHMETTIR. Ö.Nasuhi BILMEN
Cehennemden cennete geçis HADISLERI. Buhari-Rikak.52 ,Müslüm –Iman.302
SAHIHI BUHARI 1.CILD21.hadis: Cennet ehli cennete ehli cehennem cehenneme girdikten sonra Allahu Teala buyurur: 'kimin kalbinde hardal tanesi kadar iman varsa çikariniz'
1.cild.41.hadis: La ilahe illallah deyip kalbinde bir arpa tanesi kadar hayir olan kimse cehennemden çikarilir.
1.cild.87.hadis: Kadinlara vaiz eden peygamber Efendimiz: 'Hiçbir kadin yoktur ki kendinden evvel 3 evladini göndersinde kiyamette onlar cehenneme karsi siper olmasin.' Sorarlar: '2 de olsada mi? 1 de olsa da mi? 'evet' der.
2.cild.343.hadis: Ebumusa(el esari): 'Salati berdeyni yani sabah ve ikindi namazlarini herkim kilarsa cennete girer' buyurdugunu rivayet eder.
3.cild.493. hadis: Kim cuma namazina giderken ayaklari tozlanirsa Allah onu cehennemine haram kilar.
3.cild.506.hadis: Cuma günü hutbe okunurken arkadasina 'DINLE' diyen lanetlenmis olur.
4.cild.640.hadis: Hangi ölüye figan ile (aglanirsa) o figan sebebiyle ölüye azap edilir.
Yukarida Mezhep Alimlerinden, Hadis alimlerinden, Fikih Alimlerinden bahsederken alintilarin (Kitaplardan) hepsi asildir. Ilave yoktur. Dikkat ettiyseniz O ALIMLERE, MEZHEPLERE münferit veya gurup olsun hep EHLI SÜNNET veya EHLI HAK olarak bir sifat verildigini görüyoruz. Gerçekten bu kisiler veya guruplar EHLI SÜNNET MI?

SÜNNET NEDIR: Peygamber(s.a.v) Efendimizin ve O nu örnek alan sahabenin yasantisidir.

EHLI SÜNNET KIMDIR: Peygamber Efendimizin sahabesinin yasantisini , kendi hayatina uygulayandir.

EHLI HAK: Yine sahabenin hayatini kendi hayatina uygulayip Insanlarin HAK’ka (Allah’a) HIDAYET olmasina Vesile olandir. Yani MÜRSID olandir.

Peki Sahabe ne yapmistir? Yedi safhada 4 teslimi gerçeklestirmistir.

1- Allah ‘a Ulasmayi Dilediler (1.SAFHA)

39 / ZUMER - 17
Vellezînectenebût tâgûte en ya’budûhâ ve enâbû ilâllâhi lehumul busrâ, fe bessir ibâd(ibâdi).

Ve onlar ki; taguta (insan ve cin seytanlara) kul olmaktan içtinap ettiler (kaçindilar, kendilerini kurtardilar). Çünkü Allah'a yöneldiler (Allah'a ulasmayi dilediler). Onlara müjdeler vardir. Öyleyse kullarimi müjdele!

2- Kainatin en büyük Mürsidine tabi oldular.(2.SAFHA)

7 / A'RAF - 157
Ellezîne yettebiûner resûlen nebiyyel ummiyyellezî yecidûnehu mektûben indehum fît tevrâti vel incîli ye’muruhum bil ma’rûfi ve yenhâhum anil munkeri ve yuhillu lehumut tayyibâti ve yuharrimu aleyhimul habâise ve yedau anhum israhum vel aglâlelletî kânet aleyhim, fellezîne âmenû bihî ve azzerûhu ve nasarûhu vettebeûn nûrellezî unzile meahu ulâike humul muflihûn(muflihûne).

Onlar ki, yanlarindaki Tevrat'ta ve Incil'de yazili bulduklari ümmî, nebî, resûle tâbî olurlar. Onlara ma'ruf ile (irfanla) emreder, onlari münkerden nehyeder ve onlara tayyib olanlari (temiz ve güzel olan seyleri), helâl kilar. Habis olanlari (kötü ve pis seyleri), onlara haram kilar. Ve onlarin, agirliklarini (günahlarini sevaba çevirip, günahlarinin agirligini) kaldirir. Ve üzerlerindeki zincirleri, (ruhu vücuda baglayan bag ve fetih kapisinin üzerindeki 7 baklali altin zincir) kaldirir. Artik onlar, O'na îmân ettiler ve O'na saygi gösterdiler ve O'na yardim ettiler ve O'nunla beraber indirilen Nur'a (Kur'ân-i Kerim'e) tâbî oldular. Iste onlar, onlar felâha (kurtulusa, cennet mutluluguna ve dünya mutluluguna) erenlerdir.

3- Hepsi Peygamber (S.A.V) Efendimize tabi olup hidayete erdiler.(3.SAHFA) 1.TESLIM

7 / A'RAF - 158

Kul yâ eyyuhen nâsu innî resûlullâhi ileykum cemîanillezî lehu mulkus semâvâti vel ard(ardi), lâ ilâhe illâ huve yuhyî ve yumît(yumîtu), fe âminû billâhi ve resûlihin nebiyyil ummiyyillezî yu’minu billâhi ve kelimâtihî vettebiûhu leallekum tehtedûn(tehtedûne).

De ki: “Ey insanlar! Muhakkak ki; ben, sizin hepinize (gönderilen) Allah'in resûlüyüm. O ki; semalarin ve arzin mülkü, O'nundur. O'ndan baska ilâh yoktur. O, hayat verir (yasatir) ve öldürür. Öyleyse Allah'a ve O'nun ümmî, nebî, resûlüne îmân edin ki; O, Allah'a ve O'nun kelimelerine (sözlerine) inanir (îmân eder). Ve O'na tâbî olun ki; böylece siz, hidayete eresiniz.”

39 / ZUMER - 18
Ellezîne yestemiûnel kavle fe yettebiûne ahseneh(ahsenehu), ulâikellezîne hedâhumullâhu ve ulâike hum ulûl elbâb(elbâbi).

Onlar, sözü isitirler, böylece onun ahsen olanina tâbî olurlar. Iste onlar, Allah'in hidayete erdirdikleridir. Ve iste onlar; onlar ulûl'elbabtir (daimî zikrin sahipleri).

4- Hepsi Peygamber (S.A.V) Efendimize tabi olup Fizik vücutlarinida Allah’a teslim ettiler.

DÖRDÜNCÜ SAFHA –IKINCI TESLIM

3 / AL-I IMRAN - 20
Fe in hâccûke fe kul eslemtu vechiye lillâhi ve menittebean(menittebeani), ve kul lillezîne ûtûl kitâbe vel ummiyyîne e eslemtum, fe in eslemû fe kadihtedev, ve in tevellev fe innemâ aleykel belâg(belâgu), vallâhu basîrun bil ibâd(ibâdi).

Eger seninle tartismaya kalkarlarsa, o zaman de ki: “Ben ve bana tâbî olanlar vechimizi (fizik vücudumuzu) Allah'a teslim ettik.” O kitap verilenlere ve ÜMMÎ'lere de ki: “Siz de (fizik vücudunuzu Allah'a) teslim ettiniz mi?” Eger teslim ettilerse o zaman (onlar) andolsun ki; hidayete ermislerdir. Eger yüz çevirirlerse, o zaman sana düsen (görev) ancak tebligdir. Allah kullarini BASÎR'dir (görendir).

5- Hepsi nefslerinide tavsiye edip Allah’a teslim ettiler. (BESINCI SAFHA- ÜÇÜNCÜ TESLIM)

2 / BAKARA - 136

Kûlû âmennâ billâhi ve mâ unzile ileynâ ve mâ unzile ilâ ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ve ya’kûbe vel esbâti ve mâ ûtiye mûsâ ve îsâ ve mâ ûtiyen nebiyyûne min rabbihim, lâ nuferriku beyne ehadin minhum ve nahnu lehu muslimûn(muslimûne).

Deyin ki: “Biz Allah'a, bize indirilenlere, Ibrâhîm'e Ismail'e, Ishak'a, Yâkub ve torunlarina indirilenlere, Musa ve Isa'ya verilenlere ve (diger) nebîlere, Rab'leri (tarafi)ndan verilenlere (sahife, kitap ve vahiylere) îmân ettik. Onlarin arasinda hiçbir ayirim yapmayiz (fark gözetmeyiz). zaten biz, O'na teslim olanlariz.”

6- Hepsi Irsada ulasip Muhsinlerden oldular. (ALTINCI SAFHA)

49 / HUCURAT - 7
Va’lemû enne fîkum resûlallâh(resûlallâhi), lev yutîukum fî kesîrin minel emri le anittum ve lâkinnallâhe habbebe ileykumul îmâne ve zeyyenehu fî kulûbikum, ve kerrehe ileykumul kufre vel fusûka vel isyân(isyâne), ulâike humur râsidûn(râsidûne).

Ve aranizda Allah'in Resûlü oldugunu biliniz. Eger islerin çogunda size itaat etseydi, mutlaka sikintiya düserdiniz. Fakat Allah, size îmâni sevdirdi ve onu kalplerinizde müzeyyen kildi. Küfrü, fiski ve isyani size kerih gösterdi. Iste onlar, onlar irsad olanlardir.

2 / BAKARA - 139
Kul e tuhâccûnenâ fîllâhi ve huve rabbunâ ve rabbukum, ve lenâ â’mâlunâ ve lekum a’mâlukum ve nahnu lehu muhlisûn(muhlisûne).

De ki: “Allah hakkinda bizimle mücâdele mi ediyorsunuz? O, bizim de Rabbimizdir sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz de size aittir. Ve biz, onun için ihlâs sahibi (muhlis) (kul)lariz.”

7- Hepsi Hakka Tukatihi Takvaya ulastilar.Iradelerini de teslim edip Irsada memur ve mezun kilindilar. (DÖRDÜNCÜ TESLIM.)

3 / AL-I IMRAN - 102
Yâ eyyuhellezîne âmenû ttekullâhe hakka tukâtihî ve lâ temûtunne illâ ve entum muslimûn(muslimûne).

Ey îmân edenler! Hakkiyla takva sahibi olanlar (nasil bir takvanin sahibi ise ayni onlar) gibi, Allah'a karsi takva sahibi olun ve (ölmeden önce) Allah'a teslim olun.

9 / TEVBE - 100
Ves sâbikûnel evvelûne minel muhâcirîne vel ensâri vellezînettebeûhum bi ihsânin radiyallâhu anhum ve radû anhu ve eadde lehum cennâtin tecrî tahtehel enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), zâlikel fevzul azîm(azîmu).

O sabikûn-el evvelîn (evvelki hayirlarda yarisanlardan salâh makaminda iradesini Allah'a teslim ederek irsada memur ve mezun kilinanlar): Onlarin bir kismi muhacirînden (Mekke'den Medine'ye göç edenlerden) bir kismi ensardan (Medine'deki yardimcilardan) ve bir kismi da onlara (ensar ve muhacirîne) ihsanla tâbî olanlardandi. (Sahâbe irsad makamina sahip olduklari için onlara tâbî olundu). Allah, onlardan razi ve onlar da O'ndan (Allah'tan) razidir. Onlara Allah, altlarindan irmaklar akan cennetler hazirladi ve orada ebediyyen kalacaklardir. Iste bu, en büyük (azîm) mükâfattir.

3 / AL-I IMRAN - 110
Kuntum hayra ummetin uhricet lin nâsi te’murûne bil ma’rûfi ve tenhevne anil munkeri ve tu’minûne billâh(billâhi), ve lev âmene ehlul kitâbi le kâne hayran lehum, minhumul mu’minûne ve ekseruhumul fâsikûn(fâsikûne).

Siz, insanlar için çikarilmis en hayirli bir ümmet oldunuz. Ma'ruf ile emreder, münkerden (kötülükten) alikoyarsiniz (nefslerindeki kötü afetlerden kurtulmalarina yardim edersiniz). Allah'a îmân edersiniz. Eger kitap ehli de îmân etmis olsaydi kendileri için elbette hayirli olurdu. Onlardan mü'min olanlar da var ama onlarin çogu fasiklardir.

SIMDI GELELIM BU ALIMLERE..

Sahabenin ibadetlerden evvel ilk gerçeklestirdikleri Allah’a Ulasmayi dilemek hiçbir alimin kitabinda yer almamis. Bu istikamette hiçbir hadisi de zikretmemisler. Bu konuda ARAPÇA aslini muhafaza eden birkaç HADISI aslina ilaveler yaparak konuyu saptirmaya çalismislar yada farkli yorumlayarak farkli Kur’an meallaerine sebep olmuslardir.

Iki misal vermek istiyorum.

Sahihi- BUHARI DE 1. Cilt-58. Sayfa 47. hadisin Arapça metini söyle:
Kale mal imani Ya Resullullah (Cebrail a.s soruyor.)
Peygamber (S.A.V) Efendimiz buyurdu ki: 'Kalel imanu amenu billahi ve melaiketihi ve LIKAIHI ve Rusulihi ve tu’minu bilba’s'

Meallerinde (Cebrail a.s soruyor) 'Iman nedir Ya Resullullah?'
(Peygamber Efendimiz buyuruyorki) 'Iman odur ki: Allah’a ,Meleklerine, öldükten sonra Allah’i görmeye Peygamberlerine ve öldükten sonra dirilmeye inanmaktir.'

Peki asli nedir?

Allaha, Meleklerine, O’na Mülaki Olmaya (yani dünya hayatini yasarken Ruhunu Allaha ulastirmaya-ölünce herkesin ruhu ulasacak), Resullerine ve öldükten sonra dirilmeye inanmakti. Burada olmazsa olmaz sarti MÜLAKI olmayi özellikle gizlediklerini görüyoruz. Sebebi ne olabilir acaba

Dini Kuran’dan ögrenmemis olmalarindan.
Allah ile beraber olmamalarindandir.
Sahihi- Buhari 12.cilt 2043 nolu Hadisin Arapça metni Hz. Aise den rivayet:

Kale Resulullah Men habbebe LIKAALLAH e habbeballahü LIKAIHI men kerihe LIKAALLAH kerihallahu LIKAIHI…

Meali: Resullullah buyurdu ki Kim Allah’a Kavusmak isterse (ölümle) Allah onu kendisine alir,ölümle kimde O na kavusmak istemezse onu kendisine almaz,öldürmez zamanini bekler.

Devaminada ilaveler yapilmis: Ya Resullullah kim ölmeyi ister? 'Bir an önce ölüp Allah’a kavusmayi isteyenlerde vardir' diye

Peki bu Hadisin asli nedir?

Kim Allah’a ulasmayi (Mülaki olmayi) muhabbetle arzu ederse, Allah’ta onu muhabbetle kendisine ulastirir (Mülaki kilar.) Kimde ulasmayi kerih görürse (Ulasmayi arzu etmezse,yalanlarsa , inkar ederse ) Allah‘ta onu kendisine ulastirmaz. (Kerih Görür) Ruhunu ölmeden evvel kendisine Hidayet etmez.

(Hucurat -13) ve ( Rad-7) de ki münib olma, enab olma, Allah’a ulasma fiiliyle nasil çakistigini görüyoruz. Dilemeyenlerinde KERIH görmesi DALALETTE kalmalarina sebep oluyor. Seytan insanlari o kadar ahmaklastiriyorki, ölümü dilemenin veya dilememenin geçerli oldugunu zannediyorlar.

3 / AL-I IMRAN - 145
Ve mâ kâne li nefsin en temûte illâ bi iznillâhi kitâben mueccelâ(mueccelen), ve men yurid sevâbed dunyâ nu’tihî minhâ, ve men yurid sevâbel âhirati nu’tihî minhâ, ve se neczîs sâkirîn(sâkirîne).

Ve Allah'in izni olmadan, hiç kimse için ölmek yoktur. (Ölüm), süresi tayin edilmis bir yazidir. Kim dünya sevabi isterse, kendisine ondan veririz. Kim de ahiret sevabi isterse, kendisine ondan veririz. (Sükredenleri) SAKIR'leri yakinda mükâfatlandiracagiz.

Birinci hadis imanin temel sartini ortaya koymuyormu? Peki onlarin iman tarifi nedir? Bugün uygulanan alti sart: Allah’a, Meleklerine, Kitaplarina, Peygamberlerine, Hayrin ve Serrin Allah’tan geldigine, Öldükten sonra Dirilmeye inanmaktir. Bu alti sartin içinde Allah’a Ulasmaya iman yok. Dolayisiyla daha birinci safhayi gerçeklestiremeyen diger alti safhayi nasil gerçeklestirecek? Bunlar, EHLI SÜNNET, EHLI HAK olabilirlermi?

Mülaki olamakla ilgili bir Hadis daha ama bunun her seyi açik:

Allah’im 'SANA MÜLAKI OLMAYA IMAN EDEN, KADERINE RAZI OLAN, VERDIGINE KANAAT EDEN NEFSI MUMAINNE ISTERIM'

Hadisi kutsi-nasihul ibad

Sahihi –Buhari 4.Cilt 575. hadiste:

Peygamber (S.A.V) Efendimiz teheccüd namazindaki duasinda 'Yarabbi sana Mülaki Olmak HAKTIR' buyuruyor.

Iste Ehli Sünnet Alimlerinden birisi olan Abdul Vahabi Sarani (D.ISL.BASK.ISLAMI ILIMLER ANSIKLOPEDISI) *ITTIBA:

*'Mezhep imamlarina tabi olmak, yani onlarin yazdiklarina tabi olmak, dört mezhepten birine tabi olmak.

Bir digeri: Ahmet Tahtavi (D.ISL.BASK.ISLAMI ILIMLER ANSIKLOPEDISI):

* Mezhep imamlarina tabi olmayan EHLI SÜNNETTEN ayrilmistir.

Ama Imami Rabbani Hz. Söyle buyuruyor:

*NAKIS olanlarin yani tasavvufta yetismemis olanlarin sohbeti öldürücü ZEHIRDIR.

(D.ISL.BASK.ISLAMI ILIMLER ANSIKLOPEDISI) Yine Imami Rabbani Hz.Tabiyet konusunda Söyle buyuruyor:

*Ehli sünnet alimlerine tabi olmayanlar (DALALETTEDIRLER) kurtulusa eremezler.

Burada ki ehli sünnet alimlerinin hep mezhep imamlari veya Hadis, Fikih Alimleri oldugunu zannederler. Eger bir önceki sözü (tasavvufta yetismemis olanlarin sohbeti öldürücü ZEHIRDIR) olmasaydi belki bizde öyle zannedecektik. Zaten bir Mürsid ve zamaninin Imami olan bir zatinda bu ALIMLERI kasdetmedigi açiktir. Peki neyi kastediyor Imami Rabbani HZ. Sahabenin yasadigi hayati kendi hayatina tatbik eden yedi safha dört teslimini gerçeklestiren kisi salihlerdendir. Allah tarafindan Irsada memur ve mezun kilinanlardir.

 


Bugün 5 ziyaretçi (5 klik) kişi burdaydı!




Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol