|
|
|
|
26 - TASAVVUF NURU - HÜLYA
KONU 26 - ZAN VE MÜSLÜMAN
http://www.eda-trabzon34.tr.gg
“Dikkat edin Allahu Teala’nin indinde hepiniz için hudutlar var. Düsünce alanlariniz belli bir statüyü kapsayabilir ve sakin böyle bir kapsama alaninin içinde baskalari hakkinda hüküm vermeyin. Her an sizin bilmeyeceginiz , aklinizin o andaki standartlarda ermesi mümkün olmayan baska olaylar vardir. O baska olaylari siz ögrendiginiz zaman kendinize göre yorumlar yaparisiniz. Hangi standartlardadir yorumlariniz; düsünce sisteminizin ve tecrübenizin ulasabildigi yere kadar. Onun ötesinde neler olup bittigini bilemezsiniz. Iste onun için Allahu Teala zandan sakinmanizi istiyor..
Belli bir olayin vücuda gelmesinde, sizin düsünce standartlarinizin olusturabildigi ihtimaller vardir, alternatifler vardir. Siz o kadarini bilirsiniz. O alternatifleri bilirsiniz sadece. Onlarin arkasinda düsünemeyeceginiz yüzlerce olay yatabilir. O olaylari degerlendirmeye kalkamazsiniz, çünkü iktidariniz buna yetmez. Onlarin dogrusunu sadece Allah bilir. Ve dikkat edin Allah yaptiklarindan ve yaptirdiklarindan kimseye hesap vermez.
Diyor ki, benim resullerim yaptiklarindan mesul degillerdir. Çünkü diyor, onlarin ihtiyarlari yoktur. Ihtiyar demek seçme hürriyeti demek. Onlarin seçme hürriyeti yoktur diyor. Yani, yani o insanlar Allah’in ancak kendilerine –dikkat edin sözlerime söylediklerine degil – yaptirdiklarini yaparlar. Ikisi arsinda çok büyük bir farklilik var. Allah’in söyledigini yapan kimse kendi iradesiyle onu yapiyor. Allah emrediyor o da emri yerine getiriyor. Ama eger Allah yaptiriyorsa o kisinin iktidari mevcut degildir.
Yani sinirlarinizin nerelere kadar hükümferma oldugunu ifade etmek istiyorum size. Hiç kimse hakkinda bir hüküm vermeye kalkmayin. Yanlis bir hüküm her zaman olabilir. Ve sizin aklinizdan geçenleri Allah’ta bilir, biz de biliriz. Nasil biliriz...? Aklinizdan geçeni bildigimiz için mi? Hayir, degil. Allah bize söyledigi için.
Konunun dogrusu sudur; hiçbir evliya baska birinin aklindan geçen seyi bilemez. Eger biliyorsa o , onun aklindan geçeni bildigi için degildir. Allah ona baska birinin aklindan geçeni bildirdigi içindir. Iki olay birbirinden son derece farkli. Seytani yoldaki insanlar, ‘ben baska birinin aklindan geçeni bilirim’ diyor. Halbuki bilen o degil. Iblis biliyor ve iblis ona ulastiriyor bildigi seyi.
Dikkat edin sözlerime! Allahu Teala’nin düsünce sistemi sizinkinin çok ötesinde hüküm ifade eder.
Herhangi bir olayin vücuda gelmesinde onu vücuda getiren faktörlerin ne oldugunu siz bilemezsiniz. Bilmeniz mümkün degil. Bir olayin vücuda gelmesinde milyonlarca faktör olabilir ve siz sadece o konuda bir iddianin, bir zannin sahibi olabilirisiniz. Ama dogrusu; eger akliniza yatmiyorsa bilin ki , henüz o suur seviyesinde olmadiginiz için onu anlayamadiniz. Anlayamazsiniz da. Ama sunu kesin olarak bileceksiniz; Allahu Teala ne yaptiysa, ne yaptirirmissa dogru olan sadece odur. O’nun yaptirdigidir. Ne zaman sizin düsünce standartlariniza bu aykiri geliyorsa o zaman kendinizi yargilayin ve kendinizi Allahu Teala’nin yerine koyun bakalim Allah olabilir misiniz…O’nun düsünce standartlarina ulasabilir misiniz..
Niçin zikir ehli ile fikir ehli birbirinden ayri? Mütezekkirle mütefekkir neden birbirinden ayri? Mütefekkir,kendi düsünce sisteminin ulasabildigi yere kadar düsünceleriyle hareket eder. Ufku kapalidir. Orada kapalidir. Düsüncesinin ulasabildigi yerde ufuk kapalidir. Ama mütefekkir öyle degildir. Daimi zikir ehli için olay orada bitmez. O, düsünce sisteminin ulastigi yere kadar gider, hududu asamazsa Allah’tan yardim ister, kapi açilir. Onun çok ötesinde yeni bir ufuk onun için dogmustur;bu mütezekkirdir, zikir ehlidir, daimi zikrin sahibidir. Tasarruf altindaki kisi ise bunun çok ötesindedir ; o yapmaz . Yaptigi, baskalarinin onun yaptigini zannettigi her sey Allahu Teala tarafindan ona yaptirilir.
Allahu Teala’nin söyledigine dikkatle bakin,
“Habibim..O kumu alip attigin zaman sen yapmadin biz yaptik” diyor Allahu Teala. Sahabe ne görmüs? Peygamber efendimiz (S.A.V), yerden bir avuç kumu almis, atmis. Neyi görmüsler..?Peygamber efendimiz (S.A.V)’ in bizatihi bunu yaptigini görmüsler. Allahu Teala Kuran’i Kerime hüküm koyuyor; Hayir, diyor, o yapmadi, diyor. Ben yaptim diyor. Biz yaptik onu diyor. Bunun arkasindaki Allahu Teala’nin söyledigi seye dikkatle bakin..Onlara de ki Habibim: Eger Allah’in benim üzerimdeki mülkiyeti olmasaydi, ben size bir hayirda, bir faydada bulunamazdim. Eger Allah’in benim üzerimdeki mülkiyeti olmasaydi ben kendime de bir fayda saglayamazdim.
Iste Allahu Teala’nin dizaynina dikkatle bakin.
Aklinizin ermedigi yerde susun ve bekleyin. Allahu Teala’nin size, o ulasamayacaginiz konuda ilham edecegi günleri bekleyin ve düsünün hep, hep düsünün..Hüküm vermeden evvel düsünün. Her seyi yerli yerine oturtmaya çalisin. Ve, bir gün hikmete ulastiginiz zaman, o sizin, zanla yanlis degerlendirdiginiz konularin aslinda ne kadar dogru oldugunun sirlarini Allahu Teala size verecektir. O sirlari ögrendiginiz zaman onlarin isiginda bakacaksiniz olaya ve diyeceksiniz ki, ‘bu olay, aslinda benim gördügüm gibi degil, dört dörtlük bir olaymis..Ama ben onu o günkü zihni seviyem itibariyle ne kadar yanlis degerlendirmisim , zanla hareket etmisim, çünkü arkasinda yatan asil gerçekleri bilmiyormusum.’
Aslinda hüküm vermek çok kolay geliyordur herkese…Falanca söyle bir olay yapmis haa..sebebi budur deyip geçeriz.Halbuki bilmeden o kisi hakkinda sui zan kullanmisizdir. Acaba öyle bir davranis biçiminin arkasinda ne var? Onun ne oldugunu ne kadar statü içinde düsünebiliriz.? Bizim o güne kadar geçirdigimiz tecrübelerin, bir de aklimizin hudutlari içinde degerlendirebilir. Ondan ötesi bizim için açik degildir. Ondan ötesinde ne var? Bunu hikmete ulastiginiz zaman Allah’tan sordugunuz zaman ögreneceksiniz ve o zaman çok üzüleceksiniz. Zanla hareket ettiginiz her konuda çok üzüleceksiniz. Öyleyse sakin zanla hareket etmeyin.! Olaylarin dis görünüsü size ne ifade ederse etsin, sakin zanla hareket etmeyin..!
Allahu Teala diyor ki; zannin bir kismi size haram kilindi,size yasak kilindi diyor, Allahu Teala. Neden böyle bir sey söylemek geregini duyuyor..Iste o hatalari her zaman yapiyorsunuz da ondan.
Bütün insanlar için madem ki söz konusu olan sey sadece mutluluktur, o saadeti yasamak hepinizin hakkidir. Bu saadete dikkatler bakin. Saadet liyakatle olusan bir meyvedir..Buna layik olmak mecburiyetindesiniz ve bunun için talep sahibi olacaksiniz, istek sahibi olacaksiniz.”
|
Bugün 7 ziyaretçi (7 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|